Arif Sıtkı Beyi uyku tutmamıştı. Bahçeye çıkmış, çiçeklerin arasında dolaşıyordu. Mis gibi bir hava vardı dışarıda. Bahçedeki ıhlamur ağaçlarının sakin hışırtılar ve mis gibi kokuları insanın içini rahatlatıyordu. Birden bir arabanın farlarıyla aydınladı bahçe kapısı. Gözlerini kısarak baktı Arif Bey. Bir taksi yanaşmıştı. Kapıdaki bekçi demir kapıyı sürükleyerek açtı sonuna kadar. Bir gölge hızlı adımlarla ilerlemeye başladı bahçenin içine doğru. Arif Sıtkı Bey merakla o tarafa doğru seğirtti. Gelenin kim olduğunu merak ediyordu. Neden sonra Hatice'yi tanıdı: - Hatice! Yaşlı kadın irkildi: - Ay, korktum, siz miydiniz beyefendi? - Benim Hatice, geç kalmışsın ya... Yaşlı kadın başını salladı: - Bırakmadı Ömer Bey sağ olsun. Çok sevindi beyefendi. Öyle mutlu oldu ki... Arif Sıtkı Karaman gözlerini kıstı. Etrafına bakındı. İlerideki seranın önünde duran demir bankı işaret etti: - Gel şurada oturalım da anlat bana... Birlikte o tarafa doğru yürüdüler. Hatice başından itibaren hiçbir detayı atlamadan anlattı her şeyi. Arif Bey dikkatle dinliyordu. Hiçbir ayrıntıyı dahi kaçırmak istemediği belliydi. Hatice sözlerini bitirir bitirmez atıldı: - Yani mutlu mu şimdi? Yaşlı kadın başını salladı: - Çok mutlu beyim. Ama sizi çok özlediği de belli. Bir tanısalar Arzu'yu başka bir şey istemiyorum diyor. Gerçekten çok hoş bir kız. Aklı başında, becerikli, tokgözlü... Çok da güzel. Ömer Beyim tam bir aile babası olmuş. Arif Bey düşünceliydi. Dudak bükerek başını eğdi yana: - Daha iyisini istemiştik oğlum için. Ama mutluysa mesele yok tabii ki. Önemli olan mutlulukları değil mi? Hatice yutkundu. Bir şeyler daha söylemek istediği belliydi: - Annem ve babam zaman içinde beni affedecektir mutlaka ama bunun çabuk olacağını sanmıyorum dedi Ömer Beyim. Nermin Ablam olduğu sürece onların fikirleri değişmez. Çünkü yangına körükle gidiyor hep dedi. Yapıcı değil yıkıcı diyor Küçük Hanım için. Arif Sıtkı Beyin kaşları çatılmıştı: - İki kardeşin birbirine düşman olması kadar kötü bir şey olamaz. Nermin'in de kendine göre sıkıntıları var, ama o da kardeşinin iyiliğini ister mutlaka. Sebep göstermesin onu... DEVAMI YARIN