Arif Sıtkı Bey donup kalmıştı!

A -
A +

Ömer öğleden sonra eve erken gelip annesi ve ablasına Arzu hakkında açıklama yaptıktan sonra tekrar şirkete dönmüş ve akşam ayrılırken Kadim Efendiyle karşılaşıp onunla konuşmuştu. Arabasının direksiyonunda trafiğin akmasını beklerken Kadim Efendiyi düşünüyordu. Onun sessiz ama endişeli yaklaşımını, kızının adına taşıdığı kaygıları sevgiyle değerlendiriyordu. "İnsan gibi insan, adam gibi adam aslında. Benim ailem bir anlasa bunu!.." Arabasını konağın otoparkına bırakıp hızla merdivenlere yöneldi. Koşar adımlarla çıktı yukarı. Elini zile uzatmıştı ki kapı açıldı. Hatice'nin telaşlı ve endişeli bakışlarıyla burun buruna geldi: - Hayırdır Hatice Teyze, neyin var? Yaşlı kadın başını iki yana salladı, yavaşça eğildi genç adamın kulağına: - Babanız çok sinirli küçük bey, hazırlıklı olun. Sanıyorum gelin hanımın kimliğini öğrendi. Ömer dudaklarını ısırdı: - Tamam Hatice Teyze, sağ ol... Bir şekilde bu bomba patlayacaktı, kısmet bugüneymiş. Benim için dua et... Üzerini başını düzelttikten sonra salonun kapısını açtı. Arif Sıtkı Bey tam ortada ayakta duruyordu. Annesi Müberra Hanım koltuklardan birinde oturmuş, gözleri yere dikili, bitkin bir şekilde oturuyordu. Nermin ise zekice parlayan gözleri ile etrafı kontrol ediyor, yüzünde sinsi bir sevinç görülüyordu. Genç adam hiçbir şey yokmuş gibi selamladı hepsini: - İyi akşamlar, hoş geldin baba! - Hiç de hoş gelmedim. Duyduklarım doğru mu? Ömer omuzlarını kaldırdı. Sakin ama kararlı görünüyordu: - Ne duyduğunu bilmiyorum baba! Ama konu Arzu ise evet doğru. Arzu ve ben evlenmeye karar verdik. Annemlere bahsettim, sana da şimdi anlatacaktım. Arif Bey âdeta kükredi: - Senin verdiğin karar beni ilgilendirmez de beni bağlamaz da... Kim izin veriyor ki sana karşıma geçip "karar verdik" diye konuşabiliyorsun? Ömer babasının karşısına geçti: - Önce birbirimizi kırmadan konuşalım baba! Ben senin oğlun, evladın olarak tabii ki hayatımı ilgilendirecek kararlarımda senin onayını almak isterim. Ama bu şekilde yaklaşırsan seni dinleyeceğime dair söz veremem. Bilmem anlatabiliyor muyum? Bana söyler misiniz, Arzu ile evlenmemin ne sakıncası var? Arif Sıtkı Bey donup kalmıştı. Dudaklarını ısırdı. Karşısındaki genç adamın kararlılığını anlayacak kadar tecrübeye sahip bir insandı. Gözleri kısıldı. Elleri titriyordu... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.