Arzu dersten çıktıktan sonra nöroşirürji servisine geldi. Coşkun'un odasına doğru hızlı adımlarla ilerlerken servis asansöründen Akif'in çıktığını görerek el salladı: - Akif Amca, nasılsın? Epeydir uğramadın, bence bu akşam gelmelisin, annem kabak dolması yapacaktı... Sen çok seversin, yanında da cacık var. Sürprizler de cabası... Akif gülümsedi: - Düşünelim bakalım, biraz yorgunum ama... Ardından gözlerini kıstı ve dikkatle baktı genç kıza: - Geçen akşam sizdeydim ama sen yoktun. Yemeğe gitmişsin... Başını salladı genç kız: - Evet, Coşkun'un babası gelmiş memleketten, beni tanıştırmak istedi. Çok tatlı bir adam, bayıldım, o kadar olgun ve tatlı bir ihtiyar ki. Ama çok yaşlı... Demek ki geç çocuk sahibi olmuşlar. Onlarla birlikte Kumkapı'da yemekteydim. Akif'in yüzü gölgelenmişti: - Ne gerek vardı ki? Bence ilişkilerini belli düzeyde tutmalısın. Arzu şaşkınlıkla baktı karşısındaki adama: - Ne sakıncası var ki, annem de babam da bir mahzur görmediler. Akif'in sesi sertleşmişti: - Yani annem babam izin verdi sen ne karışıyorsun diyorsun bana öyle mi? Arzu yutkundu: - Estağfirullah Akif Amca, öyle bir şey der miyim hiç? Ama Coşkun benim arkadaşım. Hem de sevdiğim bir arkadaşım. İyi bir çocuk, terbiyeli bir çocuk. Akif genç kızın kolundan tutarak odasına soktu: - Ben bu arkadaşlıktan çok memnun değilim. Arzu hayretten hayrete düşüyordu. Coşkun'un söylediklerinin doğru olmasından korkuyordu. Genç adam "Akif Ünlüer benden hoşlanmadı" derken yanılmıyordu demek ki... Koltuklardan birine oturdu: - Neden Akif Amca, bu çocuğa karşı neden böyle bir tutum içindesin? Ünlü doktorun yüzü kasıldı. Şakakları atmaya başladı: - Ben bir şey yapmıyorum, temkinli yaklaşıyorum sadece. Seni kızım gibi severim biliyorsun. Bu arkadaşlık, arkadaşlık sınırları içinde kalacaksa önemli değil. Ama ben öyle olduğunu sanmıyorum. Bu ilgi çok fazla... Arzu başını kaldırdı: - Her şey olabilir Akif Amca, bu konuda izin verin tercihlerimi kendim yapayım. Ayağa kalktı ve müsaade isteyerek odadan çıktı. Sinirleri bozulmuştu... DEVAMI YARIN