Arzu, kararlı görünüyordu

A -
A +

Arzu yavaşça kalktı yatağından. Gözleri mahzun bir şekilde dolaştı odanın içinde. Yatağının yanındaki küçük karyolaya döndü. Mışıl mışıl uyuyordu Ömer. İçini çekti. Hâlâ alışamamıştı çok sevdiği kocasının yokluğuna. O facianın ardından iki ay geçmişti. Ağlamanın, çırpınmanın çok sevdiği eşini geri getirmeyeceğini biliyordu artık. Ayakta kalma mücadelesine bir yerden başlamak zorundaydı. Arif Sıtkı Bey iki kere genç kadını evinde ziyaret etmek istemiş ama Arzu buna izin vermemişti. Kadim Efendi iki arada bir derede kalmış, kızının öfkesini yatıştıramayınca Arif Sıtkı Karaman'dan özür dilemiş: - Beyim, siz büyüklük yapın, kolay değil yaşanan acı, daha tam olarak bir şeyleri yerine oturtamıyor. Bu bebek senin torunun, elbet göreceksin, elbet seveceksin ama ne olur, kızıma da anlayış göster, azıcık zaman ver... diyerek anlatmaya çalışmıştı. Arif Sıtkı Bey ise zaten kendisini sorumlu tuttuğu için başını sallamış ve suçlu bir çocuk edasıyla: - Ben sadece destek olmak istemiştim, yardımcı olmak istemiştim Kadim. Kızımız bilir tabii... Ben asla ısrarcı olmam. Yerden göğe kadar haklıdır, diyecek bir şeyim yok... diyerek kabullenmişti. Müberra Hanım ise yanıp yakılıyor: - Ah iki kuruşluk dünyada neden yaptık biz bunu?.. diyerek pişmanlığın pençesinde çaresizlikle kıvranıyordu... Arzu yavaşça süzüldü yatağından. Sabahın ilk ışıkları doldurmuştu odayı. Boynunu bükerek oğlunu seyretti. Hiçbir şeyden habersiz uyuyordu. Sabahlığını giyip odadan çıktı. Oturma odasından babasının öksürüğü gelince o tarafa doğru yürüdü. Kadim çoktan uyanmış, bir ayağını altına alıp sedirin üzerine oturmuştu. Gözleri pencereden uzaklara dalmıştı. - Baba! Erken uyanmışsın? Kadim Efendi irkildi. Kızını görünce gülümsedi: - Uyku tutmadı kızım, namazdan sonra yatmadım ben de... Sen neden kalktın? Arzu sedirin bir ucuna ilişti: - Beni de uyku tutmadı baba... Bugün dışarı çıkacağım. İş bulmam lazım. Bu şekilde idare edemeyiz. Senin azıcık maaşın yetmez bize. Bir iş bulup çalışmalıyım. Bu çocuğun masrafına yetişemeyiz yoksa. Kadim yutkundu: - Ben zaten bakınıyorum kızım... Arzu başını iki yana salladı: - Hayır baba! Sen oturacaksın artık. Beni niye okuttun? Bundan sonra ben bakacağım. Ömer'in patronunun verdiği cenaze parası bitmek üzere. Mutlaka bir şeyler bulmalıyım!.. Kadim üzüntüyle soluklandı. Çaresiz baktı kızının yüzüne. Arzu kararlı görünüyordu... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.