Arzu akşam yemeği için hazırladığı mercimek çorbasını bir kez daha karıştırdıktan sonra altını kapattı. Sofrayı aceleyle hazırlamaya başladı. Babası Kadim Efendi biraz sonra yemeğini yiyip evden çıkacaktı. Yıllardır Arif Sıtkı Karaman'ın şirketinde gece bekçiliği yapıyordu. Sabaha kadar şirkette kalıyor, sabah saat yedide gündüz vardiyasına görevi teslim edip evine dönüyordu. Kahvaltısını edip yatıyor, öğleye kadar uyuyordu. Sakin bir adamdı. Evinden ve işinden başka bir şey düşünmezdi. Hayattaki tek varlığı kızıydı. Onu okutabilmek için çalışmıştı... Üniversite imtihanlarının sonuçları geldiği zaman Arzu İstanbul'un dışındaki üniversitelerden birçok tercihi kazanmıştı ama maddi imkânları başka bir şehirde okumasına izin vermediği için gidememişti. Arzu bunu hiç mesele yapmamış, açık öğretim kaydını yaptırmıştı. Talihsiz bir hastalık üç sene önce Kadim Efendinin hayat arkadaşını, Arzu'nun biricik annesini kara toprağa göndermişti. Bu sarsıntıyı atlatmaları kolay olmadı her ikisinin de. Uzun zaman bu acıyı taze tuttular. Ama zaman, hep olduğu gibi en büyük ilaç olma özelliğini yine göstermiş, acıları geçmese bile yüreklerinde bir yere gömülmüştü. Hayat devam ediyordu ve hayatlarına yeniden kuracakları bir düzen çerçevesinde devam etmek zorundaydılar. Merhumenin bütün görevleri Arzu'ya devrolmuştu. Genç kız artık yemek, çamaşır, temizlik, bulaşık, ütü koşturmaları arasında kalan zamanda ders çalışmaya gayret ediyordu. Bu şartlar içinde bitirdi okulunu. Ömer'le şirkette tanıştı Arzu... Bir gün babasına uğramıştı. Onun yanında bir müddet kaldıktan sonra hava iyice kararmadan dönmek için kalkmış tam kapıda Ömer ile göz göze gelmişti. Kadim Efendi Ömer'e kızını tanıştırmıştı. Arkadaşlıkları bu şekilde başlayan iki genç birbirlerini ilk gördükleri anda etkilenmişler, Ömer'in ısrarları sonucunda birkaç kez birlikte çay bahçesinde oturmuşlardı. Sonunda genç adam duygularını genç kıza açmış, Arzu bir süre bunun şaşkınlığını yaşayarak net bir cevap verememişti. Arzu da sevdiği gençle aralarındaki sosyal statü farkını biliyor ve bundan tedirginlik duyuyordu. Ama Ömer genç kızın bütün rahatsızlıklarını bir şekilde bertaraf ediyor, onu ikna etmeyi başarıyordu. Son buluşmalarında artık konuyu ailelere açmanın zamanı geldiğine karar vermişlerdi. Ömer anne, baba ve ablasına anlatacak, Arzu da Kadim Efendiye açılacaktı. Bu kararı verdikten sonra birbirlerine iyi şanslar dileyerek ayrılmışlardı... > DEVAMI YARIN