Aylin, sevgiyle sarıldı babasına

A -
A +

Hayriye Hanım bir köşede sessiz sessiz ağlıyordu. Aylin bu insanların ne kadar üzüldüğünü görüyordu ve içinin acıdığını hissediyordu. Onları rahatlatacak güvenceyi vermek zorunda hissetti kendisini: - Bana inanırsınız değil mi? Bana ilk öğrettiğiniz şey dürüst olmaktı. Samimi olmaktı. Ben de bütün samimiyetimle, bütün dürüstlüğümle size söylüyorum, hatta söz veriyorum, benim anam babam sizsiniz. Ne olur bunun aksini düşünmeyin ve bununla kafanızı yormayın. Kimse bizi ayıramaz, kimse size duyduğum sevginin önüne geçemez. Cevat Bey yerinden kalkıp kızının boynuna sarıldı ve iki yanağından öptükten sonra ağlayarak başını omzuna koydu: - Korktum kızım, çok korktum, günlerdir uyumadım hiç... Aylin sevgiyle sarıldı babasına: - Aşk olsun baba, insan söyler... Bizim birbirimizden gizlimiz saklımız yok ki... Cevat Bey rahatlamış görünüyordu. Gülümsedi ve merakla sordu: - Peki sen nereden tanıyorsun bu avukatı? Sana da mı geldi yoksa? Aylin bir an durakladı. Dudaklarını ısırdı: - Bana da geldi baba ama kendisini, kim olduğunu, neden geldiğini söylemedi. Gelip muayene oldu hasta gibi. Bu konulardan asla bahsetmedi. Cevat Bey yeniden dişlerinin arasından anlaşılmaz bir şeyler mırıldandı: - Bunlar böyle adamlar işte... Ellerindeki parayla her şeyi elde edebileceklerini sanıyorlar. İstedikleri zaman insanların hayatlarını allak bullak etmeye haklarının olduğunu sanıyorlar... Elindeki kartı salladı öfkeli bir şekilde: - Bu avukat kalkmış bana: "Efendim vicdanı huzursuz, vicdan azabından kıvranıyor" diyor... Onu önceden düşünecekti. Seni düşünen insan bağrına taş basar, ben bu kızın hayatını allak bullak etmeyeyim der, sesini keser oturur. Bunlar işte böyle bencil insanlar... Aylin acı bir şekilde gülümsedi: - Ergin Tekstilin sahipleri değil mi bunlar baba? Cevat Bey omuzlarını kaldırdı: - Ne bileyim ben nerenin sahipleri, bunca sene sonra çıkıp karşıma... Tövbe, tövbe... Hayriye Hanım tedirgin bakışlarını gören Aylin daha fazla uzatıp onları üzmek istemedi. Bundan sonrasında kendi hesaplaşmaları vardı artık. İki elini çırptı: - Haydi bakalım, bitti, o zaman sizi yemeğe götüreyim. Karşıyaka'da çok güzel bir kebapçı açılmış. Sonra da sahilde bir çay içeriz. Cevat Bey başını salladı: - İyi olur derim kızım... Hayriye Hanım da kocasına baktı: - Kebap denir de iyi olmaz der mi hiç Cevat Bey? Aylin bir kahkaha attı ve sevgiyle baktı onlara. Yüreğinin kanayan yanını hissettirmemeye çalışıyordu... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.