Aysel Hanımın gözleri dolmuştu

A -
A +

Aysel dikkatle baktı karşısındaki delikanlının yüzüne: - Yani sen bana şimdi Faruk Beye böbreğini vereceğini mi söylüyorsun? Ahmet Nejat başını salladı: - Evet Aysel Teyze, aynen onu söylüyorum. O benim babam. Ölmek üzere. Bunu bir evlat olarak değil, bir insan olarak yapmak zorundayım ben... Gözleri dolmuştu Aysel'in. Yan gözle kendilerini dinleyen kızı Nalan'a baktı. Genç kız takdirle izliyordu Ahmet Nejat'ı. Genç adam içini çekti: - Geçmişin hesaplarının düşünüleceği bir zaman değil. Ondan hiçbir beklentim de yok. Ama insani bir görev olarak bunu yapmak zorunda hissediyorum kendimi. Aysel dudaklarını ıslattı diliyle: - Kim olduğunu da açıklayacaksın o zaman? Ahmet Nejat durakladı: - Aslında bu konuyu düşünmüyor değilim Aysel Teyze. Kim olduğumu söylemeden de bunu yapabilirim. Sadece insanlık göreviymiş gibi gidip bu bağışı yapmak istediğimi söyleyebilirim. Onun bir ailesi var ve ben o ailenin bir parçası değilim. Bunu biliyorum. Faruk Beyden öte, karısı kızı nasıl karşılar bunu, o konuda tereddütlerim var. Onların hayatını allak bullak etmek istemem. Bu yüzden kim olduğumu söylemek zorunda değilim. Aysel sevgiyle baktı karşısındaki yakışıklı delikanlıya. Yüzünü buruşturup kafasını iki yana salladı: - Yüce Allah nelere kadir değil ki!.. Karar senin yavrum... Mademki böyle olmasını istiyorsun... Ahmet Nejat ayağa kalkmıştı: - Evet Aysel Teyze... Doğru olan bu... Ben bugün hastaneye gideceğim ve konuşacağım. Aysel de kalkmıştı ayağa: - Gitmeden önce karnını doyur oğlum. Bir şeyler hazırlayayım. Ayaklarını sürüyerek mutfağa yöneldi. Nalan takdirle bakıyordu Ahmet Nejat'a: - O kadar büyük bir fedakârlık yapıyorsun ki... O insanlar mutlaka bunu neden yaptığını sorgulayacaktır. Bütün bunlara karşı koyabilecek misin? Başını salladı genç adam: - Biliyorum. Birisi bana bu şekilde gelse, altından nasıl bir çıkar ilişkisi çıkacak diye düşünürüm. Onlar da düşünecektir bunu... Nalan gözlerini kıstı: - Belki sana para bile teklif edecekler. Bu seni incitmeyecek mi? Durakladı Ahmet Nejat, bir müddet düşündükten sonra kısık bir sesle cevapladı: - Haklısın, incitir mutlaka ama hazırlıklı olmalıyım. Faruk Bey olsun, hanımı olsun bu iyiliğin bedelini kendi sınırları içinde ödemek isteyeceklerdir. Bir sessizlik oldu odada. İki genç düşüncelere dalıp gitmişlerdi bir anda... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.