"Ba­ba­mı ne za­man ­gö­re­ce­ğim?.."

A -
A +

O gün bü­tün gü­nü bir­lik­te ge­çir­di­ler. Bir­kaç de­fa Dü­rü­ye, Ta­mer'den bah­set­mek is­te­miş ama Şev­val fark et­tir­me­den ko­nu­yu de­ğiş­tir­miş­ti. Ak­şam Hay­dar Bey de gel­di ote­le, hep bir­lik­te çay iç­ti­ler ve so­nun­da yaş­lı ka­dın ve Hay­dar Bey git­mek için aya­ğa kalk­tı­lar. Ote­lin ka­pı­sı­na ka­dar bir­lik­te yü­rü­dü­ler. Hay­dar Bey ge­li­ni­ne dön­dü: - Şev­val, bir se­ne bo­yun­ca otel­de mi ka­la­cak­sı­nız yav­rum? Şev­val omuz­la­rı­nı kal­dır­dı: - Hiç bil­mi­yo­rum ba­ba. Ya­rın top­lan­tım var. Ora­da iş pla­nı açık­la­na­cak. Ona gö­re bir şey­ler dü­şü­ne­ce­ğim. Ama sa­nı­yo­rum şir­ket bir ev ki­ra­la­ya­cak­mış. Da­ha net ola­rak bel­li de­ğil. Dü­rü­ye ba­şı­nı sal­la­dı: - Ol­maz ta­bi­i böy­le otel oda­la­rın­da. Ar­dın­dan du­yu­lur du­yul­maz bir ses­le fı­sıl­da­dı: - Hoş bu­ra­sı da sa­ray mı otel mi bel­li de­ğil. Hep­si bir­den kah­ka­ha­lar­la gül­me­ye baş­la­dı­lar. He­le Ha­zal'ın göz­le­rin­den yaş­lar gel­di gül­mek­ten. Hay­dar Bey to­ru­nu­na dön­dü: - Ben de ya­rın Gü­zel Sa­nat­lar Fa­kül­te­sin­den bir öğ­re­tim üye­siy­le ko­nu­şa­ca­ğım Ha­zal. Şu ders işi için. Ba­ka­lım bi­zi na­sıl yön­len­di­re­cek! Se­ni te­le­fon­la arar bil­di­ri­rim. Ha­zal se­vinç­le el çırp­tı: - Ya­şa­sın ca­nım de­dem... Şev­val sev­giy­le bak­tı kı­zı­na son­ra dön­dü: - Ba­ba­cı­ğım te­şek­kür ede­riz. - Hay­di kı­zım, gö­rü­şü­rüz tek­rar. Te­le­fon nu­ma­ra­mı bi­li­yor­su­nuz. Ha­zal de­de­si­nin ko­lu­na gir­di: - De­de, ben ba­ba­mı ne za­man ve na­sıl gö­re­ce­ğim? Her­kes bir­bi­ri­ne bak­tı. Hay­dar Bey yut­kun­du: - Ben ko­nu­şa­ca­ğım onun­la kı­zım. Öy­le ol­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni dü­şün­düm. Uzun uzun dü­şün­me fır­sa­tı bu­lur. Sa­na te­le­fon­la bil­di­ri­rim. Dü­rü­ye Ha­nım atıl­dı: - O da is­ter se­nin­le gö­rüş­me­yi gü­zel kı­zım, hiç­bir şey­den ha­be­ri yok ki... Şev­val bu bah­sin uza­ma­sın­dan sı­kın­tı duy­muş­tu: - Hay­di, ayak­ta bek­let­me­ye­lim de­den­le­ri... Bun­la­rı son­ra ko­nu­şu­ruz... Ara­ba uzak­la­şa­na ka­dar el sal­la­dı­lar. Son­ra an­ne kız bir­bir­le­ri­ne sa­rı­la­rak otel­den içe­ri gir­di­ler. Ha­zal çok ne­şe­liy­di: - Eğer bu­ra­da ders alır­sam bir se­ne, o za­man çok bü­yük ka­zan­cım ola­cak an­ne. De­dem mut­la­ka ayar­lar bir şey de­ğil mi?.. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.