Yahya'nın durumu kritikti. Coşkun İzmir'deki arkadaşlarıyla telefonla konuşmuş, hemen hepsi aynı fikirde birleşmişlerdi. Bu konuda tek uzman vardı ve o da Akif Ünlüer'di. Genç adam olaya duygusal yönden değil mantıkla bakmaya çalışıyordu. Birkaç saatliğine eve gelmişlerdi. Müşerref Hanım ise sessizce ağlıyordu: - Benim kırk yıllık hayat arkadaşım, onsuz hiçbir günü, bir saati düşünmedim ki ben... Oğluna döndü: - Seni böyle çaresizlere çare olasın diye okuttuk yavrum, ne olur kurtar babanı! Coşkun ne yapacağını bilemez bir durumda odanın içinde dolaşıp duruyordu. Tansel kuşku dolu bakışlarla takip ediyordu onun adımlarını. Sonunda genç adam tam orta yerde durdu ve Arzu'ya döndü: - Babanı arar mısın Arzu, Hastayı Cerrahpaşa'ya nakletme imkânlarımız neler? Bu sözler onun kararını verdiğini gösteriyordu. Baba sevgisi içindeki öfkeyi bir kenara koyması için yetmişti. Arzu hemen telefona sarıldı. Az sonra Mithat Bey karşısındaydı: - Baba, bazı şeyler soracağız sana, Yahya Amcanın durumu kritik. Bir beyin ameliyatı olması gerekiyor. Coşkun Cerrahpaşa'ya nakletmemizin mümkün olup olmayacağını öğrenmek istiyor. Ne yapabiliriz? Mithat Bey zaten sabahtan beri kızından haber bekliyordu. Karı koca çok üzülmüşlerdi. - Bana Coşkun'u ver bakayım sen... Coşkun hocasının sesini duyunca heyecanlandı: - Hocam, burada mümkün olmadığını söylüyorlar. Bundan sonra babasının durumunu tıbbi dille anlattı Mithat Beye. Yaşlı profesör durakladı: - Bu konunun uzmanının kim olduğunu biliyorsun değil mi Coşkun? Coşkun yutkundu: - Evet efendim, biliyorum. - Tamam oğlum, ben burada gereken hazırlıkları yapacağım. Ege Üniversitesinde acil nakil helikopteri vardır. Ben dekanla konuşurum şimdi. Hemen İzmir'le irtibat kur. Helikopterle getirin hastayı. Bana haber verin, bir ambulans hazırlayayım. Coşkun telefonu kapattıktan sonra evdekilere baktı: - Hemen hastaneye gidelim ve babamı hazırlamalarını söyleyelim. Ege Üniversitesi bir helikopter gönderecek. İstanbul'a götürüyoruz babamı. Coşkun telaşla ayakkabılarını giyerken Tansel Hanım yaklaştı yanına ve omzuna dokundu: - En doğrusunu yaptın yavrum, hayatta her şey; iyisi de kötüsü de bizler için! Genç adam mırıldandı: -Başka çarem yok ki Tansel Abla, babam her şeyden önemli, gururumdan bile... DEVAMI YARIN