"Bana hep kapıcının kızı diyecekler!.."

A -
A +

İpek bu arada yanlarına gelmişti. Neriman onu yüzüne baktı. Kızının söyledikleri bir balyoz gibi inmişti beynine. Demek ki yaptığı hiçbir şey takdir edilmiyordu. Kızlarının duygularını anlayamıyor, kendini onların yerine koyup empati kurmaya çalışıyor ama bir türlü olaylara ve yaşadıklarına nesnel bakamıyordu. Yutkundu ve yavaşça mırıldandı: - Haklısınız, size istediğiniz hayatı veremedim. Durumumuz ortada. Bundan sonrası size kalmış çocuklar, okursunuz, iş güç sahibi olursunuz ve hayatınıza istediğiniz gibi yön verirsiniz. Benim elimden bu geliyor. Gül omuzlarını silkti: - Benim gençliğim gidiyor ama... Ben hayatımın sonuna kadar bu etiketi taşıyacağım. Kapıcının kızı! Kırıldıkça kırılıyordu Neriman. Ama artık ip kopmuşa benziyordu. Gül devam etti: - Herkes istediğini giyiyor, istediği gibi geziyor, ceplerinde paraları var... Bizim ise neyimiz var? Hiç, kocaman bir hiç!.. İnsan çocuklarını dünyaya getirmeden önce sorgular kendisini, ben bu çocuklara güzel bir hayat verebilecek miyim diye bir düşünür... Ne güzel, babanız sorumluluk yüklenemedi ve gitti deyip kestirip attın! Nedenini niçinini gerçeğin ne olduğunu hâlâ bilmiyoruz... Neriman başını kaldırdı ve dudaklarını ısırdı: - Bunu çok merak ediyorsanız kendisine sorun. Babanız burada. Sizi görmek istiyor. İki kız da hayretle baktılar annelerine. İpek atıldı. Geldiğinden beri ilk defa konuşuyordu: - Doğru mu duydum? Babamız burada mı? Nerede? Kim? Neriman derin bir nefes aldı: - Evet babanız burada. Dün buldu beni. Sizi görmek, tanımak istiyor. Bugün ben de bunu konuşacaktım sizinle. Eğer onu tanımak, onunla karşılaşmak isterseniz bende telefon numarası var. Arayacağız ve göreceksiniz babanızı. Sizi bu konuda serbest bırakıyorum. İster görüşürsünüz, ister görüşmezsiniz. Gül atıldı heyecanla: - Tabii ki görüşürüm, neden görüşmeyeceğim. İpek de destekledi kardeşini: - Ben de görüşürüm. Neriman ayağa kalktı: - Peki o zaman, ben yarın kendisini arayıp söyleyeyim. Şimdi ben yatıyorum artık. Siz de geç kalmayın!.. Kızlar salonda yatıyorlardı. Neriman içini çekerek yatağına girdi. Şu anda bir anne şefkatine o kadar ihtiyacı vardı ki... Annesini düşündü. Kendisini bu kadar kolay silebilmesine akıl sır erdiremiyordu. Ama gururu ve babası tarafından reddedilmesi onları tekrar aramasına engel olmuştu. Kim bilir neredeydiler ve ne yapıyorlardı? Kızlarını düşündü, babalarının geldiğini duyunca nasıl da heyecanlanmışlardı... Şu ana kadar verdiği çabaların hiçbirinin takdir edilmemesi ağırına gidiyordu. İçi, yüreği buruktu. Gül'ün söyledikleri hâlâ kulaklarında çınlıyordu... "Kapıcının kızı!" Acı bir gülümseme belirdi dudaklarında, mırıldandı kendi kendine: "Analık bu işte, bıçakla deler gibi delse de söyledikleri yüreğimi, yine de kızamıyorum ona..." Gözlerini kapattı, Uğur geldi aklına. Ne kadar değişmişti. Nasıl da suçlu bakıyordu gözleri. İçini çekti acıyla... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.