Sabah ezanıyla uyanan Hatice hemen mutfağa gidip çayı koydu. Oturma odasına girdiği zaman Arif Sıtkı Beyin de uyanmış olduğunu görüp gülümsedi: - Günaydın beyim... Erkencisiniz... - Uyuyamıyorum ki Hatice. Nasıl uyuyayım. Şu halimize bak, ne oldum dememeli, ne olacağım demeli. Ben kimseye kötülük yapmadım, kimsenin hakkını yemedim, bana reva mıydı bu? Bir tek Arzu kızıma kötü davrandım. Onda da bir baba olarak farklı beklentilerimin etkisi oldu ama şu halime bak... Şimdi o da bizimle görüşmek istemiyor. Kız haklı... İstemez tabii. Bizim anormal karşı çıkmalarımız olmasaydı her şey çok başka olacaktı muhakkak. Bizi suçluyor yavrucak. Haksız da değil hani... Hatice yutkundu: - Yanlış düşünüyorsunuz beyim, sizi suçlamıyor. Ama henüz hazır değil. Ona da anlayış göstermek lazım. Bir hayat mücadelesi içinde yavrucak. İşe girmiş. Büyük bir şirketin halkla ilişkiler bölümünde çalışıyormuş. Kadim Efendiyi gördüm geçen gün. Çok yorgun dedi. Gecesi gündüzü yokmuş. Kolay değil. Hayat derdine düştü. Arif Sıtkı Bey düşünceli bir şekilde mırıldandı: - Biz ne olacağız Hatice? Nereye kadar senin tepende yük olacağız. Elimizdeki üç kuruş bitince ne yapacağız? Bunları düşünüyorum, işin içinden çıkamıyorum. Hatice yutkundu: - Ne var beyim, şurada oturuyoruz işte. Ben bakarım size ömrümün sonuna kadar... Gülümsedi adam: - Olur mu hiç? Allah senden razı olsun, yine de sokakta bırakmadın bizi. Kapını açtın. Hatice kaşlarını kaldırdı: - Ben bu düzeni sizin sayenizde kurdum beyim. Sizin ekmeğinizi yedim. Başımın üzerinde yeriniz var... İstediğiniz kadar. Ben memleketime dönersem de siz oturursunuz burada. Arif Sıtkı Bey irkildi: - Öyle bir niyet mi var? Hatice mahcup başını eğdi: - Yeğenlerim çağırıyor köye. Kardeşimin çocukları. Orada biraz arazileri vardı. Organik tarım mı ne yapacaklarmış. Geçenlerde geldiler devlet işleri için. O zaman dediler. "Teyze, gel sen de bize yol gösterirsin, çocukların başında olursun" diye. Arif Sıtkı Bey başını salladı: - Anladım Hatice, anladım. Herkesin bir düzeni var bu dünyada. O zamana kadar bizim de halimiz belli olur nasıl olsa. Hatice kahvaltı hazırlamak için odadan çıkınca yaşlı adam umutsuzlukla gözlerini kapattı. DEVAMI YARIN