"Başımıza geleni biliyor musun"

A -
A +

Haydar Bey koltuğuna yaslanmış, sıcağın da etkisiyle gelen uykunun etkisiyle gözlerini kapatmış, ofisinde şekerleme yapıyordu ki telefonun sesiyle irkildi. Sekreterinin ince sesi duyuldu ahizeden: - Birinci hatta hanımefendi var efendim. Haydar Bey tembel bir tavırla telefonun bir numaralı tuşuna bastı: - Efendim Perihan? Karısının tiz ve öfkeli sesiyle bir anda dağıldı uykusu. Perihan Hanım bağırıyordu: - Başımıza geleni biliyor musun Haydar? Oğlan geldi... Hem de nasıl gelmek, evlenmiş bir kenar mahalle dilberiyle. Peşinde bir kadınla geldi. Şimdi evde bu musibet. Çabuk gel, yoksa katil olacağım. Telefon pat diye kapandı. Haydar Bey şaşkınlıkla ahizeye baktı. Ne olduğunu tam anlayamamıştı. Duydukları yanlış olamazdı. Hemen fırladı yerinden, sekreterine: - Ben çıkıyorum kızım, evdeyim, artık dönmem, arayan olursa yarın arasın... diyerek hızla çıktı. Büyük holding binasının merdivenlerini süratle indi. Şoförü kapıda hazır bekliyordu. Siyah, son model, özel yapılmış Mercedes arabasına bindi: - Eve gidiyoruz oğlum, çabuk ol! Diyerek gömüldü koltuğuna. Neler olup bittiğini anlamamış, karısının sözlerine bir mana verememişti. Demek ki Tamer beklediklerinden bir hafta önce gelmişti. Yüzünü buruşturdu: - Bu adam yine bir işler karıştırmış belli... Neymiş bakalım! Diye söylendi kendi kendine. Eve geldiği zaman akşam ezanı henüz okunuyordu. Hızla merdivenleri çıkıp kapıyı çaldı. Az sonra Dürüye göründü kapıda: - Hoş geldiniz Beyefendi, iyi geldiniz, hanımefendi hiç iyi değil. Sinir krizleri geçiriyor. Haydar Bey hızla salona girdi. Karısı koltukta oturuyordu. Rengi sapsarıydı. Birkaç sigara izmariti vardı yanındaki tablada: - Neler oluyor Perihan? - Ne olacak, oğlun evlenmiş. Haydar Bey yutkundu: - Nasıl yani? Bayağı mı evlenmiş? Perihan Hanım öfkeyle haykırdı: - Aptal mısın sen? Evlenmiş işte. Ev-len-miş! Bir sokak gülünü karısı diye alıp getirmiş eve. Haydar Bey etrafına bakındı birilerini aramış gibi: - Yani, sokak gülü, yoksa münasebetsiz bir kadın mı almış? - Münasebetsiz ne demek, az bu kelime, çok hafif kalır. Bir kenar mahalle dilberi. Bir köylü! Haydar Bey kapıda bekleyen Dürüye'ye döndü. Emektar yardımcı korkuyla bakıyordu. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.