Bahar odasına girip kapıyı kapattı. Umut dikkatle annesine bakıyordu. Genç kadının yatağının üzerine oturup uzaklara daldığını görünce yanına geldi: - Anne, neden dedem ve anneannem böyle davranıyor? Sen neden intikam alıyorsun? Bahar dudaklarını ısırdı: - Konuşalım mı seninle? Sana ne olup bittiyse anlatayım ister misin? Sen akıllı bir çocuksun, bunu anlayacağını biliyorum ve doğruyu bilmek herkesten önce senin hakkın yavrum. Gel yanıma otur. Birazdan Şengül yemeklerimizi de getirir, hem yer hem konuşuruz. Umut başını annesinin göğsüne dayadı. Uzun uzun kokladı onu. Gerçekten de az sonra Şengül bir tepsi içinde ikisinin de yemeklerini getirdi ve odadaki küçük masanın üzerine hemen bir sofra kurdu. Bahar teşekkür etti hizmetçiye, kapıyı kapatmasını söyledi. Ana oğul karşılıklı oturdular. Umut odalarında yemek yemeye alışıktı. Çoğu zaman bahar aşağıya sofraya inmez, odasında yerdi. İkisi de bu lüks villada adeta birer tutuklu gibi yaşıyorlardı. - Haydi başla bakalım, karnımızı doyuralım, bir yandan da konuşuruz. Umut bir lokma attı ağzına, merakla annesine bakıyordu. Bahar arkasına yaslanıp derin bir nefes aldı ve başladı anlatmaya. Yaklaşık iki saat kadar konuştular. Bahar sustuğu zaman Umut gözlerini yere dikmiş düşünüyordu. Neden sonra başını kaldırdı: - Benim babam gazi mi şimdi? Başını salladı gülerek Bahar: - Evet, kahraman bir gazi... Çocuğun yüzü aydınlandı: - Helal olsun babama... Peki onu nerede bulacağım ben? Bahar durakladı: - O senin varlığını bile bilmiyor oğlum, eğer bilseydi asla bırakmazdı seni. Başımıza ne geldiyse hep benim hatalarım yüzünden geldi. Ama ben babanı onun iyiliği için bıraktım. Baban öyle bir insandı ki, öyle onurlu, öyle gururlu bir insandı ki, asla bir tekerlekli sandalyede, başkasına muhtaç olarak süreceği bir hayatı kabullenmezdi. Onu eski sağlığına kavuşturmak zorundaydım. Bunu yapabilmem için de onu terk etmem gerekiyordu. Ben de onu çok sevdiğim halde bunu yaptım. Umut annesinin yanına geldi ve başını onun koluna yasladı: - Hiç birisi senin suçun değil anne, sen doğru olanı yapmışsın. Senin yerinde babam da olsa aynısını yapardı. Şimdi neler olduğunu bilse eminim seni affeder. Bahar acı bir gülümseme ile baktı oğluna: - Kim bilir yavrum, seneler gitti, affetmek onları geri getirmeyecek ki. Ama iyi ki sen varsın. Umut sarıldı annesine. Ana oğul kucaklaştılar. İkisinin de gözleri dolmuştu. > DEVAMI YARIN