Tamer ne yapacağını şaşırmış bir şekilde genç kıza bakıyordu. Kuşkuyla sordu: - Ne oldu? Anlat bana ne oldu? Şevval sanki masayı temizliyormuş gibi yaparak biraz eğildi: - Amcam beni evlendiriyor. Tanımadığım, kırk beş yaşında dul bir adamla... Adam bugün geliyor... Tamer taş kesilmişti sanki. Gözlerini fal taşı gibi açmış Şevval'e bakıyordu. - Nereden çıkmış bu? Sen istemeden? Nasıl olur? Omuzlarını kaldırdı genç kız. O sırada Dursun'un sesi duyuldu: - Şevval, neredesin, gel buraya! Çaresizce genç adamın yüzüne bakıp hızla uzaklaştı masadan. Tamer kolları yanına düşmüş, kalakalmıştı. Bu konuşmadan sonra her iki genç yalnız kalabilecekleri bir fırsat kollamaya başladılar. Bu fırsatı da bilmeden Dursun sağladı onlara. Şevval'e döndü: - Eve git de şu yengene haber sal, oyalanmadan gelsin, gelirken de limonlar var onları alın gelin. Hiç kalmamış burada. Şevval aceleyle önlüğünü çıkardı ve hızlı adımlarla çay bahçesinin içinden geçip dışarı çıktı. Gözleriyle onu takip eden Tamer de fırladı yerinden. Genç kızın peşine takıldı. Sokak arasına girince hızlanarak yaklaştı genç kıza: - Gel, şu arka taraftan yürüyelim, konuşuruz hem de... Etraflarına bakındılar bir gören var mı diye. Kimseler yoktu. Hızla arka tarafa geçtiler. Burası daha emniyetliydi. Şevval gözyaşları içinde bir çırpıda anlattı olanları. Tamer onu teselli etti: - Tamam, ağlama... Yapabileceğimiz tek şey var. Dün komutan çağırdı. Beş gün önce tezkere alıyorum. Anlayacağın haftaya cuma bitiyor askerlik. Sen hazırlan. Cumartesi sabahı erkenden dışarı çık. Ben burada olacağım. Birkaç parça da eşya al yanına. Atlar gideriz buradan. Önce Ankara'ya gideriz. Orada hemen yıldırım nikâhıyla evleniriz. Sonra da İstanbul... Başka yolu yok bunun. Anlaştık mı? Haftaya cumartesi sabah erkenden... Şevval çaresizlik içinde başını salladı. Tamer rahatlamış görünüyordu: - O güne kadar bir şey belli etme. Bırak gelsin o adam, hemen ertesi gün alacak hali yok seni. Ben bazı arkadaşlarım aracılığıyla nikâh muamelesini başlatacağım. Yalnız şimdi bana nüfusunu vermen lazım. Şevval atıldı heyecanla: - Getiririm şimdi evden. Gülümsedi genç adam: - Tamam canım, sıkma canını... Her şey hallolacak... Şevval sakinleşmişti. Gözlerindeki yaşları silerek gülümsedi Tamer'e... DEVAMI YARIN