Vasfiye doktorun gözlerinin içine baktı: - Nasıl doktor Hanım, kurtuldu mu? Doktor başını salladı: - Evet, nur topu gibi bir oğlu oldu. Pek güzel, pek sağlıklı bir bebek... Bebeğin doğduğu sırada kilometrelerce uzakta Faruk nikah masasında evlendirme memurunun sorduğu soruya "evet" cevabını veriyordu. Servet Hanım ellerini açtı ve: - Çok şükür Yarabbim, Allah uzun, sağlıklı, mutlu ömürler nasip eylesin. Ardından doktora döndü: - Görebilir miyiz doktor Hanım? - Biraz sonra Nihal'i odaya alacaklar. O zaman görebilirsiniz. Kendisi çok iyi, heyecanlandı bebeğini görünce, gözleri doldu. Servet Hanım mırıldandı: - Sevinmez mi hiç evladım... Şanssız kız, ne yapsın... Yarım saat sonra hemşirenin gelip haber vermesiyle iki kadın Nihal'in yatırıldığı odaya girdiler. Genç anne solgun ama mutlu görünüyordu. Oda arkadaşlarını görünce sevinçle gülümsedi: - Servet Abla, Vasfiye Abla, bir oğlum oldu... - Allah bahtını açık etsin kızım. Duyduk. Sen nasılsın? - İyiyim, biraz uykum var sadece. Vasfiye atıldı: - Tabii, şimdi sen uzun müddet uyursun. Az yorgunluk değildir. Bebek nerede? Nihal kuruyan dudaklarını ıslattı diliyle: - Şimdi getireceklermiş. Ben de onu bekliyorum. Tam bu sırada oda kapısı açıldı. Bir hemşirenin kucağındaki bebek dünyadan habersiz, bundan sonra kendisini karşılıksız sevecek tek insanın, şefkatini ve sevgisini daima hissedeceği annesinin yanına gelmişti. Servet Hanım onu görünce haykırdı: - Amanın! Bu ne güzel şey böyle... Maşallah, maşallah... Gerçekten de çok güzel bir bebekti. Nihal dikkatle aldı yavrusunu kucağına. Kendisini bambaşka bir insan gibi hissediyordu. Adeta bebeğiyle birlikte o da yeniden doğmuştu. Sevgiyle baktı onun şiş, kırmızı yüzüne: - Kilosu çok iyiymiş, üç kilo iki yüz elli gram. Çok sağlıklıymış... Vasfiye merakla sordu: - Adı ne olacak Nihal? Ne koyacaksın? - Ona çok sevdiğim bir arkadaşımın ölen ağabeyinin ve babamın adını vereceğim: Ahmet Nejat... O öldüğü zaman küçüktük ve çok ağlamıştık. O zaman söz vermiştik birbirimize. Hangimizin önce bir oğlu olursa ona Nejat adını koyacaktık. Babamın adı da Ahmet'ti... Servet hanım bebeği Nihal'in kucağından aldı, gözlerini kapatıp bir dua mırıldandı ve sonra bebeğin yüzüne üfledi. Nihal bitkin ama mutlu bir şekilde gözlerini kapattı... > DEVAMI YARIN