Ferit Bey yaptığı anlaşmadan karısına hiç bahsetmedi. Her şey olup bittikten sonra sürpriz yapmak istiyordu. Sabah kahvaltıda oldukça fazla olan heyecanını belli etmemek için büyük gayret sarf etmişti. Birkaç işi olduğunu ve kahvaltıdan sonra dışarı çıkacağını söylemişti karısına. Onun yanağına şefkat dolu bir öpücük kondurduktan sonra hemen arabasına binmiş ve şoförüne avukat İhsan Beyin ofisine gitmesini söylemişti. İhsan Beyin ofisine gelince avukatın sekreteri hemen fırlamıştı ayağa. - Hoş geldiniz Ferit Bey, İhsan Bey sizi bekliyor. Size ne ikram etmemi istersiniz? Ferit gülümsedi: - Okkalı bir az şekerli kahveye hayır demem. Odanın kapısını açarak içeriye girdi: - Günaydın İhsan Bey... Nasılsınız dünden beri? İhsan Bey yerinden fırlamıştı hemen. Kapıya kadar geldi. Hararetle tokalaştı genç adamla: - Şeref verdiniz beyefendi. Buyurun... Ferit saatine baktı: - Ona on var. Bakalım saatinde gelecek mi? Araştırdın mı İhsan? Başını salladı avukat: - Evet araştırdım. Sizdeki bilgilerden başka bir şey bulamadım. Birkaç sene önce gelmişler köylerinden. Sefil bir hayatları var. Eğer dediğim yoldan bu evlat edinme işlemini tamamlarsak hiçbir pürüz çıkmaz. Bugün mahkeme günü için haber bekliyorum... Bu sırada kapı açıldı ve sekreter kız elinde kahveyle girdi: - Beklediğiniz misafiriniz de dışarıda avukat bey. İhsan ve Ferit birbirlerine baktılar. Avukat ilk defa bu en kıymetli müşterisini bu kadar heyecanlı görüyordu. Başını salladı sekreter kıza: - Gelsin kızım. Hiçbir telefon bağlama. Hemen masasına geçip oturdu. Az sonra kapı açıldı ve Yaşar kucağında dünyalar güzeli bir bebekle girdi içeriye: - Söz verdiğim gibi getirdim kızı. Ferit yerinden kalktı ve bebeğe yaklaştı. İri boncuk gibi gözleriyle şaşkın bir şekilde bakınıyordu etrafına. Elma gibi yanakları vardı. Başındaki birkaç tel saçı altın sarısıydı. Ferit içinin titrediğini hissetti. Gözleri parlıyordu. Kucağına aldı çocuğu. İncitmekten korkarcasına itinalı hareketlerle bir eliyle başının altından bir eliyle de bacaklarından tuttu: - Sen ne güzel şeysin böyle... Yaşar hayatından memnun cebinden vekâletnameyi çıkarttı: - Annesinden de gereken izni çıkarttım. Artık bir engel kalmadı... DEVAMI YARIN