Belkıs son derece bakımlı bir kadındı

A -
A +

Belkıs kahvesini yarılamıştı ki salon kapısında dikilen Nazım'ı gördü: - Günaydın hayatım, baban sabahın köründe çıkıp gitmiş... Nazım seslenmedi. Kahvaltı sofrasına doğru yürüdü, ayakta bir şeyler atıştırmaya başladı. Masanın öteki ucunda ayakta beklemekte olan Tahir'e döndü: - Neden erken gitti? Bir şey söyledi mi? Tahir saygılı bir tavırla başını iki yana salladı: - Hayır efendim, deniz kenarına gitmek istediğini söyledi. Nazım çayını bir dikişte bitirdi. Saçları hafifçe kırlaşmış, biraz da kilo almıştı. Ama hâlâ yakışıklılığından bir şey kaybetmemişti. Dikkatle bakınca yüzünde Ahmet Fazıl Beyin hatlarının yerleşik olduğu görünüyordu. Bakışları hep hüzünlüydü. Omuzlarını silkti: - Adam iyice yaşlandı artık. Laf da söylenmiyor... Belkıs hemen atıldı: - Huysuzlanıyor her şeye... Alttan almaya çalışıyorum hep ama nafile... Zaten beni hiç sevmedi. Kanı ısınmadı nedense!.. Nazım Bey cevap vermedi. Hemen her gün dinliyordu bu serzenişleri. Saatine baktı: - Geç olmuş, Leyla kalkmadı mı? Belkıs Hanım başını salladı: - Dün gece geç geldi. Biliyorsun arkadaşlarıyla birlikte yemeğe gittiler. Bırak uyusun... Nazım dudak büktü: - Bir şey demedim, uyusun tabii. Belkıs Hanım, geniş yüzlü, küçük kahverengi gözlü, zeki bakışlı bir kadındı. Yıllardır sarıya boyadığı saçları boyanın etkisiyle olacak zayıflamış, cılızlaşmıştı. İlk bakışta insanın gözüne hoş bir insan olarak görünüyordu. Tek tek incelendiği zaman ise hiç de öyle abartılacak hatlara sahip olmadığı söylenebilirdi. Geniş bir ağzı, küçük top gibi bir burnu vardı. Son derece bakımlı bir kadındı. Sabah yataktan kalkar kalkmaz hemen aynanın karşısına geçer, özenle makyajını yapar, saçlarını tarardı. Kuaföre gitmeden geçirdiği bir gün bile yok gibiydi. Nazım umursamaz bir tavırla sordu: - Bugün ne yapacaksın? - Kuaföre gideceğim. Oradan da Tülay'la buluşacağım. Birlikte öğlen yemeği yiyeceğiz. Belki öğleden sonra alışveriş yaparım biraz. Nazım hemen elini cebine attı ve cüzdanını çıkardı: - Biraz nakit vereyim. Yanında bulunsun. Alışverişini kredi kartıyla yaparsın... Belkıs Hanım cilveli bir şekilde yaklaştı kocasının yanına: - Teşekkür ederim hayatım... Adamın yanağına bir öpücük kondurdu. Nazım göz ucuyla kapının yanında bekleyen Tahir'e baktı utanarak. Emektar uşak hiç o tarafa bakmıyor, heykel gibi gözlerini sabit bir noktaya dikmiş bekliyordu. - Tamam, haydi hoşça kal, iyi eğlenceler... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.