"Ben arabasız yaşayamam!"

A -
A +

Betül konuşmaya devam etti: - Ev bakıyoruz şimdi. Resti çektim, burada asla oturmam dedim. Haşim Bey yutkundu: - Peki eşin ne işte çalışıyor? Omuzlarını kaldırdı genç kadın: - Şu anda işsiz... Avukat arkasına yaslandı. Zaten eski çekyatın üzerinde eğreti oturuyordu: - Şimdi buraya neden geldiğimi söyleyeyim. Baban arabanı alıyor. Ona karşı çıktığın için arabayı geri alıyor senden. Mademki böyle bir seçim yaptı diye düşünüyor, o zaman kendi işini kendi görsün diyor... Betül'ün yüzü kararmıştı, âdeta bir çığlık attı: - Ama ben arabasız yapamam ki!.. Bunu yapamaz... - Ben emir kuluyum kızım. Bana arabayı almadan gelme dedi. Ama fikrini değiştirip eğer geri dönersen sana yeni, son model bir araba daha alacak, bir Avrupa seyahatine gönderecek. Yine eskisi gibi rahat ve bolluk içinde istediğin gibi yaşayacaksın... Öne doğru eğildi: - Hem biliyor musun? Ben senin öyle deli gibi âşık falan olduğunu sanmıyorum... Betül inatla üsteledi: - Ben arabasız yapamam... Haşim Bey devam etti: - Bu arabanın masrafıyla, benzin parasıyla nasıl baş edeceksin? Nasıl yaşayacaksın, sen bunlara alışık değilsin Betül. Zaman sevgiyi, aşkı yok eder, hayatın gerçekleri ortaya çıkar... Bir de hayatta denklik diye bir şey vardır. Bu çocuk iyi bir genç olabilir ama senin dengin değil. Yetimhanelerde büyümüş, babası hapishanede... Parası pulu yok... Şükrü Karahan'ın onuruna yakışır bir insan değil... Betül dikkatle baktı avukatın yüzüne: - Babası hapishanede mi? Murat'ın babası yıllar önce ölmüş... Güldü Haşim Bey: - Sana yalan söylemiş, baban gereken araştırmayı yaptı, adam dolandırıcılıktan hapishanedeymiş... Bak gördün mü işin içine bir de yalan girdi... Aklını başına topla kızım... Betül şaşırmıştı. Düşünceli bir şekilde önüne bakıyordu. Sonra kısık bir sesle: - Şimdi arabamı alacak mısın Haşim Amca? - Mecburum kızım, biliyorsun ruhsatı babanın üzerinde. Arabanın sahibi o, Hiç acıması yok, seni kaybetmek ona çok ağır bir darbe vurdu. Gözü hiçbir şeyi görmeyecek kadar öfke içinde. Annen ise perişan. Gül gibi, refah içinde bir hayattan vazgeçmek çok da akıllılık değil senin de bildiğin gibi... Betül hiddetli bir şekilde fırladı ayağa: - Al o zaman, işte anahtarlar... Çantasından arabanın anahtarlarını bulup fırlattı adamın önüne. Öfkeden titriyordu... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.