"Ben evi terk ettim Ozan!"

A -
A +

Zeynep bir taksiye atladı. Hastanenin adını söyledi şoföre. Birkaç parça eşyasını küçük bir çantaya koymuştu. Odasından taksiye telefon etmiş, bahçe kapısında beklemesini söylemişti. Evden çıkışını kimse duymamıştı. Kerim Bey ve Asuman Hanım genç kızı hâlâ odasında biliyorlardı. Hastanenin bahçesine girip, giriş kapısında durdular. Şoföre parasını ödedikten sonra hızlı adımlarla Ozan'ın yattığı servise çıktı. Münevver Hanım oğlunun yanı başındaki yatağın üzerinde oturmuş meyve soyuyordu. Oda kapısını hızla açtı Zeynep. Ozan uyanıktı. Ana-oğul başlarını kapıya çevirdiler. Zeynep'i görünce ikisinin de yüzünde şaşkınlık belirdi. Zeynep kararlı bir şekilde gelip odanın ortasında durdu: - Ben geldim... Münevver Anne, ne olur kızmayın bana, artık sizinle kalmak istiyorum. O eve gitmek istemiyorum. Ozan, ben terk ettim evi! Münevver Hanım hiçbir şey anlamamış, bir oğluna bir de genç kıza bakıyordu. Ozan yavaşça doğruldu yatağında. Yüzünde kararlı bir ifade vardı: - Tamam Zeynep! Telaşlanma. Yarın sabah taburcu oluyorum ben. Bu gece burada kalırsın annemle. Yarın hep beraber gideriz. Zeynep ağlamaya başlamıştı. Başını salladı Münevver Hanımın yanı başına oturarak: - Evet, evet Ozan... Münevver Hanım ise hâlâ bir şey anlamamıştı: - Neler oluyor biri bana da anlatsın... Zeynep başını kaldırdı. Gözyaşlarını sildi: - Münevver Teyze, Ozan'ı bu hale getiren babamın adamları... Bize kızmayın, tedirgin olmayın ne olur. Biz sevgimizin ardında durmak zorundayız. Buna babam bile engel olamayacak. Bize yardımcı olun... Ozan annesine döndü: - Dinle anne, başından anlatayım her şeyi... Genç adam annesine bütün olan biteni anlattı. Münevver Hanımın dudakları tek bir çizgi haline gelmişti. Gözleri kısılmış, dikkatle dinlemişti oğlunu. Bir yandan da yanı başında oturan Zeynep'in elini tutmuş, ona dokunarak destek vermeye çalışıyordu. Oğlu sözlerini bitirince dudaklarını ısırdı: - Peki ya bundan sonrası? Bundan sonra rahat bırakır mı sizi? İsterseniz ben gidip konuşayım babanla? Zeynep başını iki yana salladı: - Hiç teşebbüs etmeyin Münevver anne.... Asla kabul etmez... Ben onda hiçbir zaman bir baba şefkati görmedim. Hep bir amir gibiydi hayatımda. Sadece emrederdi. Münevver Hanım doğru düşünmeye çalışıyordu. Başını iki yana salladı: - İnanamıyorum... Zeynep acı bir gülümseme ile atıldı: - İnanın Münevver Anne, Kerim Türkmen dünyayı tek başına yönettiğine inanır... Münevver Hanım topuklarına kadar titredi. Buz gibi olmuştu. Duyduğu isim beynine bir ok gibi saplanmıştı. - Kerim Türkmen mi? Babanın adı Kerim Türkmen mi? > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.