"Ben hekimim Pelin Hanım!"

A -
A +

Pelin, latife yollu takıldı Ahraz Anaya: - Ellerine sağlık Ahraz Ana, yine beni fethettin... Senin yüzünden kilo aldım ben burada. Bu otlu ekmek yenmez mi şimdi? Oturup güzelce doyurdu karnını. Öğleden sonraya kadar aç duracaktı. Sabahları iyi yiyor, akşamüzerine kadar idare ediyordu. Zaten iyi yemediği zamanlar öğle tatilinde Ahraz Ana kapıda elinde sefertasıyla beliriverirdi. Hiç konuşmasa da kızı gibi bellemişti artık Pelin Öğretmeni. Her ikisi de birbirinden memnundu... *** Pelin Öğretmen derse başlayalı on beş dakika olmamıştı ki sınıfın dışarıya bakan tarafında, pencere kenarında oturan çocukların haykırışlarıyla kesti dersi: - Askerler geldi, askerler geldiii. Pelin Öğretmen garip bir heyecan duydu bir anda. Kendisinin de anlam veremediği bu heyecanı merakla yer değiştirdi kısa sürede. Gerçekten büyük bir askerî araç gelip durmuştu okulun önünde. Hemen ardından da tozu dumana katarak bir cip yanaştı bahçe kapısının önüne. İçinden komutan Murat indi. Çakı gibiydi. Önce etrafına bakındı, sonra okula doğru yürümeye başladı. Pelin hemen çocuklara döndü: - Tamam, ses çıkarmayın ve sakın gürültü yapmayın. Hepiniz kitaplarınızı açıp konuyu okuyun. Ben geliyorum şimdi. Sınıfın kapısını açıp dışarı çıktı. Murat Asteğmen seslendi: - Günaydın Öğretmen Hanım. Sizi yine sabah sabah rahatsız ettik ama gelen emirden haberiniz vardır sanırım. Aşı yapılması lazımmış çocuklara. Elindeki kâğıtları uzattı genç kıza. Pelin dikkatle okudu emri. İl Milli Eğitimden gelmişti emir. Başını iki yana salladı: - Yine bizim muhtarın rahatlığı. Bu tür emirleri hep geç getiriyor bana. Murat hemen arkasını döndü ve bekleyen ere seslendi: - Oğlum, git muhtarı çağır gel... Pelin etrafına bakındı: - Sizi konuk olarak oturtabileceğim bir odamız yok maalesef. Ancak sınıf var. Kim yapacak aşıyı? Doktor geldi mi? Murat gülümsedi: - Ben hekimim Pelin Hanım. Ben yapacağım aşıları. Bu sırada muhtar kan ter içinde gelmişti. Komutanı görünce: - Emredin komutanım, geldim... Pelin, Murat'tan önce atıldı: - Muhtar, dün milli eğitimden yazı geldi mi? Muhtar dişlerini sıkıp yüzünü buruşturdu: - Ah! Vermedim değil mi size ben onu hocanım? Kusuruma bakma yahu! Benim iki inek hastalanmış, onların derdine düştüm... Bekle hele, getiriyorum. Murat ve Pelin birbirlerine gülümsediler. Pelin gözlerini kıstı: - Hekim olduğunuzu bilmiyordum... - İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. Babam da doktordur benim. Bu sırada muhtar nefes nefese geri gelmişti bile... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.