"Ben katil oldum anne!" -67-

A -
A +

Sabah daha gün ağarmadan kalktı yataktan Safiye. Namazını kıldıktan sonra çayı koydu ocağa. Kahvaltıyı hazırladı. Biraz geç gidecekti işine. Memduh bey nasıl olsa anlayışla karşılardı kendisini. Biraz daha zaman geçtikten sonra kararlı bir şekilde oğlunu uyandırmak için onun odasına girdi. Hakan sokaktan geldiği gibi uzanmıştı yatağına. Üzerini bile örtmemişti. "Ah yavrum, bu halde yatılır mı?" diye söylenerek ilerledi yatağa. Hafifçe dokundu oğlunun omzuna: - Hakan! Hakan, oğlum, kalk bakayım... Delikanlı başını döndürdü gözlerini açmadan, bir şeyler mırıldandı uyku sersemi haliyle. Üsteledi Safiye: - Yavrum, uyan haydi, seninle konuşmak istiyorum biraz... Bak kahvaltı da hazır, haydi, ana-oğul karşılıklı kahvaltı edelim, hem de konuşalım. Haydi aslanım. Hakan silkelendi, tekrar ters tarafa dönüp uyumaya devam etti. Safiye daha fazla ısrar etmeye kıyamadı. - Üzerine de bir şey örtmemişsin, hasta olacaksın, diyerek köşede duran battaniyeyi aldı. Oğlunun üzerine örtmeye başladı. Birden Hakan'ın pantolon cebindeki anormal şişkinliği farketti. Elini attı. Sert bir cisim vardı genç adamın cebinde. - Yavrum, her neyse bu canını yakar senin oğlum. Elini attı genç adamın cebine. Parmaklarına değen soğuk sert cismi merak içinde aldı. Elini pantolon cebinden çıkartıp avucundaki siyah şeyin bir an için ne olduğunu anlayamadı. Birkaç saniyelik şaşkınlıkla gözleri faltaşı gibi açılmış, elinde tuttuğu tabancaya bakıyordu. Hafif bir çığlık attı idraki yerine gelince. Tutulmuştu sanki. Hızla sarstı Hakan'ı: - Hakan! Hakan diyorum sana... Uyan çabuk, çabuk uyan, bu da ne? Genç adam gözlerini kırpıştırdı. Ne olduğunu anlamaya çalışarak bir müddet boş boş baktı. Birden akşam yaşadıkları aklına gelmiş olacak ki korku ile fırladı yatağından: - Ne var, ne oldu, kim geldi? Safiye elinde tuttuğu tabancayı uzattı: - Bu ne Hakan? Bunun ne işi var senin cebinde? Delikanlı gözlerini kıstı. Hiçbir şey söyleyemiyordu. Başını iki yana salladı: - Başım belada anne. Ne olur bana soru sorma!.. Başım büyük belada!.. Safiye kanının çekildiğini hissediyordu. İçinden devamlı kendine sakin olmayı telkin ediyor, heyecanlı, öfkeli ve fevri davranırsa hiçbir netice alamayacağını düşünüyordu. Gözlerini kapattı. Kararlı bir sesle: - Gel yavrum, gel oturup konuşalım, bana anlat, nedir, ne oldu? Ben senin annenim, bana açılmayp da kime açılacaksın.. Sakin ol bakayım, gel haydi.. Elini uzatıp oğlunun titreyen elini tuttu. Çekerek oturma odasına götürdü. Hakan bir robot gibi hareket ediyordu artık. Safiye yutkundu. Derin bir nefes aldı dudaklarını ısırarak. Duyacaklarının korkunç şeyler olacağını hissedebiliyordu. Demlenen çaydan iki bardak doldurdu. Uzattı oğluna. Hakan annesine korkuyla bakarak aldı çayı. Gözlerini Safiye'den kaçırıyordu. Genç kadın onun karşısına oturdu. - Seni dinliyorum Hakan, anlat bana oğlum... dedi. Hakan gözlerini kıstı. Cılız bir sesle mırıldandı: - Ben birini öldürdüm anne! > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.