Nejat, Bahar'ı yolcu ettikten sonra üzgün bir şekilde odasına döndü. Tatil köyünde personele ait olan bölümde kalıyordu. Yatağına uzanıp ellerini başının altına kenetleyerek uzun bir süre gözleri tavana dikili öylece yattı. İçinde tarif edemediği bir coşku, yüreğinde o güne kadar hiç duymadığı kıpırtılar vardı. Bir saniye bile aklından çıkartamıyordu Bahar'ı. - Onun hakkında o kadar az şey biliyorum ki. Oysa bugüne kadar yaşadığı her saniyeyi öğrenmek için neler vermezdim. Bu kız benim aklımı başımdan aldı. Hiç böyle olabileceğime inanmazdım. Allah'ım çok mutluyum. Şimdiden çok özledim onu. Birikmiş biraz parası vardı. Kafasına koymuştu. İlk izin gününde uçağa atlayıp İstanbul'a gidecekti. Bahar'ı görüp dönecekti. Genç kızla son gece uzun uzun konuşmuşlardı. Bahar ailesini yoklayacak, onlardan olumlu bir cevap alma imkânı görürse hemen konuyu açacaktı. Eğer bu mümkün olmazsa Nejat'a haber verecek iki genç gizlice evlenerek işi oldubittiye getireceklerdi. Nejat hâlâ kaygılıydı bu konuda: "Benim yüzümden ailesiyle arasının açılmasını istemem. Mutlaka karşı çıkacaklardır, ben onların isteyeceği gibi bir damat değilim. Her şeyden önce onlar kadar zengin değilim. Ama ben hiç kimsenin parasını, pulunu istemiyorum. Ben kendi ailemi kendi gücümle ayakta tutmayı istiyorum. Kimsenin ekonomik desteğine ihtiyacım yok. Eğer böyle olursa, ben birilerine ekonomik olarak bağımlı olursam benim bütün özgürlüğüm uçup gider, her hareketim birilerinin kontrolü altında olur. Cevdet Beyin parası pulu beni ilgilendirmiyor. Ben sadece Bahar'ı istiyorum..." Bütün bu düşüncelerle yoğrulurken yorgunluğun verdiği rehavet göz kapaklarına bir değirmen taşı misali oturmuş, onların yavaş yavaş kapanmasına sebep oluyordu. Nitekim kısa bir süre sonra Nejat derin bir uykuya daldı. Gözlerini açtığı zaman vakit öğleyi geçmişti. Saatine baktı. Bahar'ın uçağı inmişti. Dudaklarını ısırdı: "Bana haber verecektir mutlaka..." diye düşündü. Hemen bir duş yapıp hızla giyindi. Yarım saat sonra işinin başında olmalıydı. Aynada bir kez daha baktı kendine. Dışarı çıktı. Artık bir tadı kalmamıştı buraların. Bahar gittikten sonra her şey sevimsizleşmişti bir anda. Resepsiyonun bulunduğu bölüme geldiği zaman görevlinin seslendiğini duydu: - Nejat, Nejat, baksana! Hemen o tarafa yürüdü. Adam bir kâğıt uzattı: - Sana bir not var. Telefon gelmiş. Al. Uzatılan notu teşekkür ederek aldı. Bahar'dı notu yazdıran: "Sağ salim geldik, şu an fırsatım yok, daha sonra seni arayacağım. Seni seviyorum. Hiçbir şeye üzülme, düşünme, her şey iyi olacak. Bahar." İçinin ferahladığını hissederek kâğıdı göğsüne bastırdı. Kendini daha iyi hissediyordu artık... > DEVAMI YARIN