Cevdet Bey makamında yalnızdı. Sekreterinin getirdiği ve her sabah mutlaka içtiği sade kahvesini yudumluyor, günlük gazetelere bakıyordu. Sekreteri birinci hatta bir beyin kendisini aradığını söylediği zaman saat on olmak üzereydi. Ahizeyi kaldırdı: - Buyrun Ben Cevdet Boran? - Merhaba efendim Ben Nejat Demir. Kızınızın arkadaşıyım. Nasılsınız? Cevdet Bey şaşırmıştı. İki gündür evlerinin tadını kaçıran genç karşısındaydı. Sesinin tonu sertleşmişti. Asabi bir tavırla sordu: - Ne istiyorsunuz? Nejat yutkundu: - Eğer izin verirseniz ve mümkünse sizinle ve saygıdeğer eşinizle konuşmak istiyorum efendim. Müsaitseniz bu akşam sizi evinizde ziyaret edebilir miyim? Yaşlı adam bu beklemediği teklif karşısında bir an bocaladı. Sonra toparlanarak ayni asabiyetle sordu: - Ne konuşacaksınız bizimle? - Benim hakkımdaki düşüncelerinizin olumsuz olduğunu seziyorum efendim. Ama karşılıklı konuşursak eğer hem siz beni daha iyi değerlendirebilirsiniz, hem de tanımış olursunuz. Cevdet Bey bu yaklaşımı inanılmaz bir küstahlık olarak algıladı ve âdeta kükredi: - Benim seni tanımak istediğimi de nereden çıkardın? Kızımın peşini bırak. Senin neyin peşinde olduğun apaçık belli. Kızımın parasının peşindesin. Sen bizim kızımızla evlenecek bir insan değilsin. O yüzden ayakaltından çekil. Kimseyle görüşmem ben. Bahar seninle evlenmeyecek. Bak sen beni tanımıyorsun. Ben adamın hayatını zindan ederim. Pişman olursun. Kaçacak delik ararsın. Beni bunlara mecbur etme. İstediğin paraysa ne kadarsa vereyim, yeter ki kızımın etrafında dolanma. Nejat şaşırmıştı. Onurunun kırıldığını düşündü: - Lütfen efendim, ben sizin tahmin ettiğiniz gibi biri değilim. Benim parayla pulla işim yok. Ben kızınızı sevdim. Onunla bir ömür birlikte olmak istiyorum. Sadece bu... Cevdet Bey öfkeyle haykırdı: - Yeter, bu sözlere karnım tok benim. Eğer bizi dinlemezse kızımı da silerim, hiç düşünmem. Beni kötü şeyler yapmaya mecbur etme. Nejat dudaklarını ısırdı. Sokaktaki bir kulübeden arıyorlardı. Bahar da yanında kulağını ahizeye yaklaştırmış, babasının ne dediğini anlamaya çalışıyordu. Nejat yutkundu: - Beni tehdit mi ediyorsunuz? - Evet! Tehdit ediyorum, ne yapacaksın? Nejat "iyi günler özür dilerim rahatsız ettim" diyerek kapattı telefonu. Yüzü allak bullaktı... DEVAMI YARIN