Metin Umut oturduğu çay bahçesinden kalkarak hızlı adımlarla yürüdü. Birkaç adım önünde yürümekte olan Cüneyt'in peşinden bir süre gitti. Sonunda bir punduna getirip yanına yaklaştı: - Merhaba Cüneyt Bey! Cüneyt şaşkınlıkla baktı onun yüzüne: - Aaa, Metin Abi, bu ne tesadüf, ne arıyorsunuz burada? Metin kekeledi. Bir şey uydurmayı düşünmüştü ama toparlayamadı. Bu arada Cüneyt'in gözleri kısıldı: - Babam gönderdi değil mi seni? - Evet Cüneyt Bey, bir yerde oturalım isterseniz. Size bazı mesajları var Kamil Beyin. Acı bir gülümseme belirdi genç adamın dudaklarına: - Nasıl istersen ağabey, tahmin etmeliydim böyle yapacağını. O bu işi de adamlarına hallettirebileceği, içinden kendi isteği doğrultusunda çıkabileceği bir iş olarak görüyor değil mi? Metin Umut omuzlarını kaldırdı: - Ben emir kuluyum Cüneyt Bey. Bana söyleneni yapıyorum. Balıkçıların olduğu yerdeki bir restorana oturdular. Metin Umut etrafına bakındı: - Burası ne kadar sevimli bir yermiş böyle... - Bırak bunları Metin Abi, sen sadede gel. Gelip sözlümü araştırdın değil mi? Direkt bana gelseydin ben sana istediğin bilgiyi verirdim. Nişanlım kimsesiz. Yetimhanede büyümüş. Burada yaşlı bir kadının yanında kalıyor, babam için en önemlisi beş parası da yok. Metin o sırada yanlarına gelen garsona balık ısmarladı. Salata söyledi. O uzaklaştıktan sonra öne doğru eğildi, Cüneyt'in gözlerinin içine baktı: - Mesele kim olduğu değil Cüneyt Bey, babanız asla izin vermiyor böyle bir beraberliğe. Bunu iletmemi söyledi. Bugün de ablanız geliyormuş Amerika'dan. Sizinle konuşmamı istedi. Bu konudaki düşüncelerini iletmemi söyledi. Ben elçiyim. Cüneyt acı bir tebessümle başını salladı: - Sana dediğim bir şey yok Metin Abi. Babam kendisi gelmeye tenezzül etmeyecek kadar önemsiyor beni. Oysa bir saatlik yol burası babam için. Ama kurallarına aykırıdır tabii ki. Sen mademki elçisin ona söyle, artık bu işin dönüşü yok. Ablam da hoş geldi sefa geldi. Ona da söyle onu da bekliyorum düğünüme. Söyleyeceklerim bu kadar! Metin Umut verecek cevap bulamamıştı. Cüneyt oldukça kararlı görünüyordu. - Haydi Cüneyt Bey, yemeğimizi yiyelim. Söylediklerinizi olduğu gibi iletirim ben. Cüneyt heyecanla atıldı: - Şunu da eklemeyi unutma Metin Abi, eğer buna engel olmaya kalkışırsa beni karşısında bulacak. Beni ebediyen kaybedecek. Sakın gücünü kullanıp sözlüme bir şey yapmaya kalkmasın, o kızın hiçbir suçu yok. Zaten ortada suçlu yok. Sakın böyle bir şeye kalkışmasın. Metin Umut genç adamın ciddiyetinden ürkmüştü. Başını salladı: - İletirim Cüneyt Bey, merak etmeyin... > DEVAMI YARIN