"Beni iş çıkışlarında beklemeye başladı"

A -
A +

Cemile Hanım anlatıyor, Münevver Hanım ise pürdikkat dinliyordu: "Yirmi iki yıl önceydi. Ben o zaman bir şirkette sekreter olarak çalışıyordum. Anamı babamı kaybedeli iki sene olmuştu. İkisini de bir buçuk ay arayla peş peşe kaybetmiştim. Küçük bir odada kalıyordum. Kirasını ödüyor, kazandığım paradan kalanla da hayatımı sürdürüyordum. Hiçbir şey kalmamıştı anamdan babamdan. Zaten fakir bir aileydik. Kimsem kalmamıştı. Yapayalnız, ayaklarımın üzerinde durabilme çabasıyla geçiyordu günlerim. Bir gün bizim şirkete gelen bir gençle tanıştım. Benden iki yaş büyüktü. Önceleri çekindim. Sadece ayaküstü sohbetlerimiz oluyordu. Zamanla beni iş çıkışlarında beklemeye başladı. Arkadaşlığımız ilerledi. Öylesine ilerledi ki birbirimizi görmeden yapamaz olduk. Beni çok sevdiğini, benimle evlenmek istediğini söyleyip duruyordu. İyi bir insana benziyordu. Şefkatli, sevecen, saygılıydı. Ben de çok sevdim onu zaman içinde. Evlenmeye karar verdik. Ama çok zengin bir ailenin oğluydu. Benim dünyamdan çok farklı bir dünyaya mensuptu. Başka topraklarda yeşermişti o. O topraklarda beslenip büyüyordu. Yine de karşı koymaya çalıştık bu çatışmaya. Fakat ailede tek söz sahibi olan sert, duygudan yoksun, sevgi nedir bilmeyen bir ağabeyi vardı. Bizim ilişkimizi; hem de ondan çekindiğimiz için oraya uzak bir nikah dairesinde resmen evlendiğimizi öğrendiği zaman kıyamet koptu. İşin kötüsü hem de hamile idim. İşte o zaman olanlar oldu... İşimden atıldım. Bunun sebebinin de sevdiğim insanın ağabeyi olduğunu biliyordum. Çok zor bir duruma düştüm. Sevdiğim insan ise elinden geleni yapmaya çalışıyor ama onun gücü karşısında başaramıyordu. Bir gün bu canavar ağabey bana geldi. Hayatımdaki en kara günlerden biridir o gün. Etmediği hakaret, aşağılama kalmadı. Beni inanılmaz şeylerle suçladı. Sonunda para teklif etti. Para karşılığında karnımdaki bebeğimden kurtulmamı ve bu şehirden çekip gitmemi istedi benden... Tabii kabul etmedim. 'Ölürüm de bebeğimi aldırmam' dedim. Çünkü resmen evliydim. Bundan daha fazlasını yapamaz diye düşünüyordum. Ama yanılmışım. Doğum zamanı gelince sevdiğim adamın da çabalarıyla hastaneye gidip bir kız çocuk getirdim dünyaya. Onun yüzüne baktığım ilk anda mücadeleye devam etmeye karar verdim. Kimse beni alıkoyamazdı artık. Sevdiğim adam da benim gibi düşünüyordu. Görüşmelerimiz eskisi kadar sık değildi. Çünkü o da yirmi altı yaşında olmasına rağmen ağabeyi tarafından mengeneye kıstırılmış gibi kontrol altındaydı. Hayatı onun da zindan olmuştu. Buna rağmen kaçıp geliyor beni ve kızını görmeye çalışıyordu. Sonunda hastaneden taburcu olacağım zaman birlikte izimizi kaybettirmeye karar verdik. Hastane çıkışı eve gidecektik. Sevdiğim adam biletleri ayarlayacaktı. Henüz üç günlük olan bebeğimi de alıp kaçacak, uzaklara gidip yeni bir hayata başlayacaktık. O gün Selim öğlene doğru gelip beni hastaneden çıkartacaktı. Arkadaşlarından para bulacak, masrafları ödeyecekti. Çünkü ağabeyi para da vermez olmuştu ona. O gün öğlene kadar bekledim. Selim gelmedi. Sabırsızlanmaya ve endişelenmeye başlamıştım." Yutkundu Cemile Hanım. Bir yudum çay daha aldı sözlerine devam etmeden önce... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.