Hülya heyecanlı bir şekilde girdi içeriye. Ferda Hanım kızının yüzündeki ifadeden fevkalade bir şey olduğunu anlamıştı. Kahvaltı sofrasındaydılar. Kadriye her zaman olduğu gibi erkenden gelmişti. Dinçer Bey mahkemesi olduğu için bir şey yemeden aceleyle çıkmıştı evden. Hülya uyku mahmurluğunu henüz atamamış hafif şiş gözlerini kırpıştırdı: - Anne konuşmamız lazım... Gülümsedi Ferda Hanım: - Anlamıştım bir şeyler olduğunu... - Dün gece geç geldiniz, sizi göremedim. Konuşamadım. Anne ciddi bir mesele var. Kadriye çaylarını koyuyordu o sırada. Yan gözle baktı genç kıza. Ferda Hanım sakindi: - Anlat seni dinliyorum... Hülya başını kaldırdı ve geriye doğru attı: - Bir arkadaşım var anne... Birkaç zamandır görüşüyoruz. Sizinle konuşmak istiyor... Ferda Hanım suskundu. Birkaç saniye düşündü: - Kim bu? - Hakan... Kadriye Teyzem tanıyor. Harun Ağabeyin yardımcısı. Hani onlara yemeğe gittiğimiz zaman o da gelmişti. Hatırladın mı? Ferda Hanım Kadriye'ye döndü: - Şu polis muavini olan genç değil mi? Kadriye başını salladı "evet" anlamında... Heyecanlanmıştı. Ferda Hanım kızına döndü: - Demek niyetiniz ciddi? Bizimle görüşmek istiyor ha? Hülya başını salladı: - Evet anne... Annesi geldi Denizli'den. Bize gelmek istiyorlar. Sanıyorum beni istemek için... Babamla sen konuşur musun anne? Ne olursun... Ferda Hanım gülümsedi. Şaşırmış olduğunu belli etmek istemiyordu: - Konuşuruz bu konuyu. Ama evimiz konuklara her zaman açık kızım. Ne zaman arzu ederlerse gelebilirler. Kahvaltıdan sonra Hülya annesini ve Kadriye'yi öperek aceleyle odasına giyinmeye gitti. Bu güzel haberi Hakan'a vermek için acele ediyordu. Ferda Hanım onun dışarı çıkmasını bekledikten sonra Kadriye'ye döndü. Bazı şeyleri ondan öğrenebileceğini düşünüyordu: - Bu genç nasıl biri Kadriye? Kadriye atıldı heyecanla: - Çok efendi bir çocuktur Ferda Hanım. Ben kendi oğlum gibi severim. Harun'umdan ayırmam hiç. İyi bir annesi varmış, görmedim ama duydum. Bilirsiniz Harun'u, öyle herkes için inceleyip öğrenmeden fikir yürütmez. Hakan için her zaman güzel bahseder. "Sağlam çocuktur" der. Ferda Hanım çayından bir yudum aldıktan sonra ekledi: - Çocukların büyüdüğünü ancak böyle bir şeyle karşılaşınca anlıyorsun... Benim için şaşırtıcı oldu. Kadriye gülümsedi. Bir bardak çay da kendisine alıp Ferda Hanımın karşısına oturdu... > DEVAMI YARIN