Betül gözlerini kırpıştırarak etrafına bakındı. Yer yer kireçleri dökülmüş, alacalı badanalı duvarlarla karşılaşan gözleri kısıldı ve yüzünü buruşturdu. İsteksiz bir hareketle kolundaki saate baktı. On ikiye yaklaşıyordu. Uzun uzun gerindi. Sırtı ağrımıştı çekyatın üzerinde. Murat yoktu. Başını basma perdeli küçük pencereye çevirdi. Dışarıda puslu bir hava vardı ve insanın içi kasvetle doluyordu: - Offf, burada rezil oluyorum ben... Tam bu sırada sokak kapısının çalındığını duydu. Güçlükle doğruldu yataktan. Gelen Murat olamazdı. Onun anahtarı vardı. Bulunduğu ortama hiç uymayan ipek sabahlığını geçirdi sırtına ve kapıya yöneldi. Gelen kişinin babasının avukatı Haşim Bey olduğunu görünce çok şaşırmıştı: - Haşim Amca, nereden buldunuz burayı? Haşim Bey gülümsedi: - Arayan bulur Betül... Beni içeri almayacak mısın? Betül huzursuz bir şekilde etrafına bakındı: - Tabii gir Haşim Amca ama pek mutlu olacağını sanmıyorum... Haşim Bey genç kadının ne demek istediğini anlamış ama anlamazlıktan gelmişti. Odaya girince yüzünü buruşturdu. Yoksul bir ev bekliyordu ama bu kadarını da düşünmemişti. Kısık bir sesle: - Burada mı yaşıyorsun Betül? Böyle bir ortamı, bu hayatı kendine nasıl layık görebildin anlamıyorum!.. Betül omuzlarını kaldırdı: - Değişiklik işte Haşim Amca... Adam dikkatle inceledi küçücük odayı. Gördüklerinden memnun olmuşa benzemiyordu: - Anlayamıyorum, gerçekten anlayamıyorum... Bu yaşantıyı kabul edebilmek için karşı tarafta çok büyük artılar olması gerekli. Bunun da var olduğunu sanmıyorum... Ne yapmayı düşünüyorsun kızım? Omuzlarını silkti Betül: - Hiçbir şey... - Ama böyle devam edemezsin... Betül umursamaz bir tavırla kıkırdadı: - Gittiği yere kadar... Haşim Bey düşünceliydi: - Fazla uzağa gitmeyeceği gün gibi aşikâr! Nasıl böyle bir hata yapabildin aklım almıyor!.. Sonra genç kadının yüzüne baktı: - Hata olduğunu sen de biliyorsun değil mi? Cevap vermedi Betül. Lakayt bir tavırla odada çekyattan sonra oturacak tek yer olan eski, tahta sandalyeye ilişti. Gözleri hâlâ uykuluydu. Haşim Bey merakla sordu: - Nasıl zaman geçiriyorsun burada? - Evde oturmuyorum ki hiç, burası ev mi sence Haşim Amca, iki saat otursam çıldırırım. Ama taşınacağız. Bir ev tutacağız adam gibi. Haşim Bey gözlerini kısarak baktı çocukluğundan beri tanıdığı genç kadına. Merakla dinlemeye başladı... > DEVAMI YARIN