"Benim bir annem var o da sensin!.."

A -
A +

Leyla Hanım gayri ihtiyari elleriyle ağzını kapatmıştı. Sanki istemeden boğazından fırlayan haykırışa engel olmak ister gibiydi. Faruk Bey gözlerini kıstı: - Harun Ağabeyin mi? O kim kızım? Azize bitkin bir şekilde yaslandı koltuğa: - Onu net hatırlıyorum baba. Harun Ağabeyimi çok iyi hatırlıyorum. Benim büyüğümdü. Çok sevdiğim, tek arkadaşım diyebileceğim bir insandı. Sanıyorum üç dört yaş büyüktü benden. Faruk Bey ve karısı dikkatle dinliyorlardı. Azize kuruyan dudaklarını diliyle ıslattı. - Onu da buldum sanıyorum baba... Leyla Hanım bu sefer dudaklarından fırlayan çığlığa engel olamadı: - Aman Ya Rabbim! - Evet anne. O olduğundan yüzde seksen eminim. Harun Kaya... Narkotik Şube Müdürü!.. Yaşlı adamın kolları yanına düştü: - Bu ne tecellidir böyle, aman Allahım!.. Kadere bak!.. Azize biraz rahatlamıştı sanki. Derin bir soluk aldı: - İlk defa geçen gece karşılaştık Harun Kaya ile. Söylemiştim size. O gün dikkat etmemişim. Gece geç vakit olması, yorgunluk falan sanırım. Bugün Alper Kaya'nın sorgusu için yanıma geldi. Biraz konuştuk. Bir yerden tanıdığım fikri beynimin bir köşesinde duruyordu hep. Yüzü hiç yabancı değildi bana. Hafızamı yokluyor, kendimi zorluyor ama çıkartamıyordum. Sonunda Alper'i getirdikleri zaman gitti yanımdan. Evraklara baktığım zaman beynimde bir şimşek çaktı sanki. Bir flaş patladı kafamın içinde. Evrakların altında ismi ve imzası vardı. Harun Kaya!.. O anda çözüldü her şey. Bugüne kadar hiç hatırlamadığım şeyler bir film şeridi gibi serildi gözlerimin önüne. Biz üç kardeş birbirimizi bilmeden aynı noktada buluştuk baba! Faruk Bey başını salladı. Gözlerini kıstı: - İşte kader bu kızım... Elden ne gelir!.. Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun yavrum? Azize dudak büktü: - Bilmiyorum baba... Şu anda hiçbir şey bilmiyorum. Ben bu gerçeği içime sindirebilecek miyim onu da bilmiyorum. İnsanların karşısına dikilip ben sizin kız kardeşinizim demek ne kadar doğru! Olan biteni bilmiyorum... Merak ettiğim tek şey... Susmuştu cümlesinin gerisini tamamlamadan... Yan gözle suçlu gibi Leyla Hanıma bakmıştı. Yaşlı kadın hemen atıldı: - Belki annen sağdır kızım... Öz annen yaşıyordur belki... Azize ağlamaya başladı: - Benim annem sensin Leyla Ünal... Bir tek annem var o da sensin. Dünyaya getirmek yetmiyor. Leyla Hanım inler gibi konuştu: - Öyle deme kızım, neler yaşandı bilmiyoruz ki! Öğrenmek zorundasın neler olup bittiğini... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.