Nihal ağlamaklı bir şekilde baktı polisin yüzüne: - Ağabey, benim kimsem yok, nereye gidebilirim, nereye başvurabilirim... Polis memuru gazetesini katlayıp koltuğunun altına aldı: - Bak şu karşıda gördüğün yer belediye binası. Bir saat sonra mesai başlayacak. Bence oraya git, orada sana yardım edebilecek birileri çıkar. Başka kimsenin sözüne kanma sakın. Etraf ipsiz sapsız insanlarla dolu. Başın derde girer kızım. Nihal minnetle teşekkür etti: - Sağ ol ağabey. Allah razı olsun. Hemen polisin işaret ettiği binaya doğru yürüdü. Beyaz, mermer merdivenlerin bir köşesine oturup beklemeye başladı. Yanından insanlar hızla geçip gidiyorlardı. Neden sonra yanına gelen bir koruma görevlisi bir süre onu izledikten sonra sordu: - Bacım, ne bekliyorsun sen burada? - Mesainin başlamasını bekliyorum kardeş. Belediyeye gireceğim. - Mesai başladı. Nereye gideceksen gel, götüreyim. Yavaşça yerinden kalktı, adamın peşine takıldı. Büyük binaya girdiği zaman dört bir taraftan ikinci kata çıkan merdivenleri gördü. Koruma görevlisi sordu: - Nereye gideceksin? Kekeledi Nihal: - Ben... ben bilmiyorum, benim kalacak yerim yok... Belki buradan yardımcı olurlar demiştim. Koruma görevlisi gözlerini kıstı. Bir süre konuşmadan inceledi karşısındaki tedirgin kadını. Sonra ofisine girip telefonu kaldırdı. Bir şeyler konuştuktan sonra Nihal'e döndü: - Üçüncü kata çık. Orada Sibel Hanım var. Sor gösterirler. Ona git. Bekliyor seni... Halkla ilişkiler bölümünde... Durumu anlattım. Yardımcı olacak. Nihal sevinçle merdivenlere doğru yürüdü. Üçüncü kata geldiğinde yorulmuştu. Karşıdan gelen bir bayana sordu Sibel Hanımı. Kadın eliyle beş metre ilerideki odayı işaret etti. Teşekkür ederek oraya doğru yöneldi. Kapının önünde gözlerini kapattı, yavaşça elinin tersiyle kapıya vurdu. İçeriden "gel" diye bir ses duyuldu. - Şey, beni aşağıdan gönderdiler... - Gel bakalım. Adın ne senin? - Nihal... Nihal efendim. Nihal Demir... Kadın sarışın, ufak tefek, aydınlık yüzlü biriydi. Kalın camları olan gözlükleri vardı. Eliyle sandalyelerden birini işaret etti: - Otur bakalım, nedir mesele, hele bir anlat... Nihal sandalyenin ucuna ilişti. Derin bir nefes aldıktan sonra duraklaya duraklaya anlatmaya başladı. İlk defa Aysel'den başka birine yaşadıklarını anlatıyordu. Sözlerini bitirdikten sonra yalvarırcasına baktı: - Bana kalacak bir yer gösterebilir misiniz? Kadın dalmış gitmişti Nihal'in anlattıklarına. Başını kaldırdı ve şefkatle gülümsedi... > DEVAMI YARIN