Bir ay içinde asker olacaktı!

A -
A +

Askerlik şubesinin önü kalabalıktı. Murat bir süre sıra bekledikten sonra içeriye girebildi. Sağ taraftaki danışma bölümüne gidip durumu öğrenebileceği birimin nerede olduğunu sordu. Bir kat yukarıya çıkması gerektiğini söylediler. Oyalanmadan söyleneni yaptı. Koridorun solundaki üçüncü odanın önüne geldiği zaman heyecanlanmıştı. Kapıyı tıklatıp içeri girdi. İki masa vardı karşılıklı. Birisinde bir teğmen oturuyordu. Diğerinde ise bir yüzbaşı önündeki evraklara gömülmüştü. Kapının önünde iki asker bekliyordu. Teğmenin masasına doğru ilerledi: - İyi günler efendim. Ben Tıp Fakültesini yeni bitirdim. İhtisas yapmadan önce askerliğimi bitirmek istiyorum. Ne yapabilirim. Zamanım geldi mi? Bu konuyla ilgili bilgileri buradan alabileceğim söylendi... Yaklaşık yirmi dakika kaldı odada Murat. İşini bitirip çıktığı zaman her şeyi biliyordu artık. Bir ay sonra gidebilecekti askere. Gereken evrakların neler olduğunu öğrenmiş. Dilekçesini vermişti. En kısa zamanda evraklarını hazırlayıp teslim edecekti. Bir hafta içinde görev yapacağı yer belli olacaktı. Heyecan içinde otobüs beklemeden bir taksiye atladı ve üniversite hastanesinin adresini verdi. Fazıl Sabri Bey bekliyordu oğlunu. Olanı biteni öğrenince biraz düşünceli oturdu masasına: - Hayırlısı olsun oğlum. Hakkında en hayırlısı neyse o olsun... Murat akşam Leyla Hanıma da olanı biteni anlatınca onun mahzunlaştığını, gözlerinin dolduğunu gördü: - Ama anne, eminim bunlar sevinçten oluyor. Asker olacağım. Benim ülkemde bu en büyük şereftir biliyorsun! - Biliyorum oğlum, biliyorum. Yine de ana yüreği işte!.. Gözlerimin dolması gururdan... O gecenin büyük bir kısmını Fazıl Sabri Beyin, Murat'ın asker olacağını duyarak hemen gelen Altan Beyin ve tabii ki Refik Beyin askerlik anılarını dinleyerek geçirdiler. Hem Refik Beyler hem de Altan Beyler Leyla'dan telefon vasıtasıyla olanı biteni öğrenince hemen gelmişlerdi. Murat her iki ailenin de tek torunuydu. Göz bebeğiydi hepsinin. Anneanne ve babaanne ağlamaklıydı. Murat iki yaşlı kadının arasına oturmuştu. Her ikisi de torunlarının elini tutmuştu. Sonunda hüzünlenen ortamı değiştiren Altan Bey oldu: - Ne o Murat, iki yanına en güzel kızları almışsın!.. Bir kahkaha koptu. Anneanne Afet Hanım, babaanne Necile Hanım mahcup olmuşlar ama katıla katıla gülmekten de kendilerini alamamışlardı. Kahkahaların daha da artmasına Refik Bey sebep oldu: - Bak, bak, bak, güzel kızlar lafını duyunca pek hoşlarına gitti. Gülmekten perişan oldular. Neşeli ortama rağmen Leyla'nın yüzündeki hüzün ise bariz olarak fark ediliyordu... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.