O gece sabaha kadar Şükriye hanımın evinde kaldılar. Serpil fenalaşmış, kendini kaybetmişti. Doktor getirdiler. Doktor genç kadına bir sakinleştirici iğne yaptı. On beş dakika sonra Serpil daha sakindi ve uyumaya başlamıştı. Betül ve Hadiye Hanım genç kadının yanından ayrılmıyorlar, gözünün içine bakıyorlardı. Gereken yerlere haber verilmişti... Mümtaz Bey yılların deneyimiyle işleri halletmişti. Zafer ise aklı karısında, şaşkın bir şekilde babasının dediklerini yapıyordu. Sabah erkenden bir ambulansla gelip mevtayı aldılar ve hastane morguna götürdüler. Bundan sonra cenaze işlemleri başlamıştı. Zafer durmadan koşturuyor ve cenazeyi öğle namazına yetiştirmeye çalışıyordu. Bu hengame arasında kayınvalidesinin acı haberini almadan önce yaşadığı mutluluğu unutmuş gibiydi. Neden sonra mezarlıklar dairesinde araba beklerken kendisiyle birlikte bekleyen babasına döndü: - Biliyor musun baba, kayınvalideme gelmeden önce Serpil bana bir bebeğimiz olacağını söyledi. Mümtaz Bey gözlerini açtı: - Sahi mi söylüyorsun Zafer? Bu ne güzel haber böyle? Kader işte... Bir can gidiyor bir can geliyor... Eh oğlum hayatın dengesi böyle kurulmuş... Allah rahmet eylesin zavallı kadıncağıza, kimseye zararı olmayan iyi bir kadındı. Ölüm acısına alışılacak oğlum, Serpil de alışacak. Şimdi önünüzde başka şeyler var. Bak bir yavrunuz olacak. Acı günleri geride bırakıp önünüze bakacaksınız. Başka yapacak şey yok çünkü! Hayat devam ediyor. Zafer başını iki yana salladı: - Serpil çok zor toparlanır baba... Kimsesi kalmadı bizden başka. Hiçbir akrabası yok. Zaten hassas bir yapısı var. Bu acılı sürecin doğacak bebeğe zarar vermesinden korkuyorum. Mümtaz Bey oğlunun sırtını sıvazladı: - Bir şey olmaz yavrum. Kontrollerinizi yaptırırsınız, dikkat edersiniz, bir şey olmaz. Böyle her acıda birilerine bir şey olsaydı, kimsenin evladı sağlıklı olmazdı. İnsanlar neler yaşıyor, ne acılar çekiyor. Biz sadece kendi etrafımızı görüyoruz oysa gördüğün her pencerenin ardında ne acı hayatlar var. Merak etme ben de annen de Serpil'i yalnız bırakmayız. Bir süre bizde kalın siz de. Yalnız kalmayın evde. Kendisini toparlasın gelin hanım, sonra dönersiniz. Annen bakar ona. Zafer minnetle baktı babasına. Serpil ısrar etmiş ve mezarlığa kadar gelmişti. Defin işlemini uzaktan seyrettikten sonra mezarın başına geldi ve dua etti anneciğinin ruhu için. Sonunda ayrılık zamanı gelince Serpil çaresiz bir şekilde kocasının desteğiyle uzaklaşmıştı oradan... > DEVAMI YARIN