Harun bey genç bir avukattı. Müşerref hanımların akrabası oluyordu uzaktan. İki yaşlı kadını ofisinde görünce saygıyla fırlamıştı ayağa. İki kardeş karşılıklı oturmuşlardı maroken koltuklara. Aliye ise bir sandalyedeydi. Harun bey uzun boylu, oldukça yakışıklı, esmer, yeşil gözlü bir adamdı. Altı ay önce evlenmişti. Müşerref Hanım gülümsedi: - Nasıl gidiyor evlilik Harun? - Çok güzel Müşerref teyze. Allah'a şükür iyi bir karım var. Çok iyi anlaşıyoruz. Her şey çok güzel. - Allah mesut etsin yavrum. Haruncuğum, bir işimiz düştü sana. Necla ablan rica ediyor daha doğrusu. Bu hanım kızımın adı Aliye. Çok üzücü bir hikayesi var. Bize yardımcı olur musun? Harun bey merakla Aliye'ye baktı. Sonra öne doğru eğildi: - Elimden geleni yaparım Müşerref teyze, nedir mesele? Mübeccel Hanım atıldı: - Ben anlatayım Harun. Aliye'nin iki abisi var. Bir de tabii ki anne ve babası. Fakat babası Aliye'yi okumak istemesine rağmen okutmamış. İlkokulu bitirmiş sadece. Daha on iki yaşında. Bununla da kalsa iyi. Geçen hafta Aliye'yi evlendirmeye kalkışmış. Hem de kimle! Altmış yaşında bir adamla. Tabii Aliye'nin annesi de razı gelmemiş buna. Ama birkaç kuruş başlık parası alacağım diye babası diretmiş. Zavallı kadıncağız bizim Necla'dan yardım istemiş. Necla da kaçırmış kızı. Olacak iş değil ama başka çare bulamamışlar. Bize gönderdiler. Ama daha yaş on iki... Sen meseleyi anladın herhalde. Biz şimdi kanunlara aykırı bir iş yapmak istemiyoruz. Ama Aliye'yi de göz göre göre ateşe atamayız. Okula gidecek burada. Harun bey dikkatle dinlemişti anlatılanları. Yan gözle Aliye'ye baktı. Küçük kız soluk soluğaydı heyecandan. Önüne bakıyordu. Harun bey gülümsedi: - Anladım Mübeccel teyze. Peki Aliye, sen ne istiyorsun? Küçük kız mahcup bir şekilde mırıldandı: - Okumak istiyorum ben. - Tamam, o zaman okursun tabii ki. Yaşlı kadınlara döndü: - Annesinin bu kaçıştan haberinin olması bizim için çok iyi bir şey. Şimdi Necla ablaya söyleyin. Annesinden Aliye'nin sizin yanınızda okumasına izin verdiğine dair bir imzalı ve tasdikli belge alsın. Bu belge elimizde olduğu sürece hiç kimse bir şey yapamaz. Eğer baba ve ağabeyler üsteleyecek olursa o zaman gerçekleri açıklarız. Bu zaten bir suç biliyorsunuz. Bu yaşta bir çocuğu evlendiremezler. Yaş daha on iki. Annenin de onayı olduktan sonra bir şey olmaz. Merak etmeyin. Ama Necla abla hemen o evrakı temin etsin. Onu bana getirin. Hemen okula kaydını yaptıralım Aliye'nin. Aliye çok sevinmişti. Memnuniyeti gözlerinin parlamasından belli oluyordu. Hepsi birden bu ışıldayan gözlere bakarak gülümsediler. Mübeccel hanım atıldı: - Hemen Necla'yı arayalım o zaman. Aliye'nin annesinden gereken izni alsın. Sevinç içinde vedalaştılar avukatla. Üçü de heyecanlıydı. DEVAMI YARIN