"Bir misafiriniz var efendim!.."

A -
A +

Kerim Bey Asuman Hanıma döndü ve: - Benimle baş edebileceğini zannediyor... diye mırıldandı. Buna asla izin vermeyeceğim. Asuman Hanım inledi hafifçe: - Abi, o daha çok genç, yaşamak istedikleri var. Adam sert bir bakışla susturdu kardeşini: - Benim işime karışma Asuman. Eğer ona arka çıktığını görürsem senin için de iyi olmaz. Konu kapanmıştır. Ben ne yapacağımı biliyorum. Asuman Hanım sessizleşmişti. Yıllar öncesinden Zeynep'in anne ve babası da aynı anlayışın kurbanı olmuşlardı. Keza kendi hayatı da Kerim Beyin anlayışıyla şekillenmişti. Kimse engel olamamış, garip bir teslimiyetçilikle bütün hayatlarını Kerim Beyin eline bırakıvermişlerdi. Ama şimdi görüyordu ki Zeynep direnecekti. Kerim Bey saatine baktı: - Yemek yiyelim artık. Sonra çalışacağım. Asuman Hanım hemen fırladı yerinden. Saniye'ye yemeği hazırlamasını söyledi. Bu kadar rutin, bu kadar kalıplaşmış bir hayatın içinde hiçbir fikir hakkı yoktu. Bir robot gibi geçiriyordu hayatını. Sofraya oturdukları zaman Kerim Bey Saniye'ye döndü. Hizmetkar kadın tam o sırada servis yapıyordu: - Zeynep'e seslen Saniye. Sofraya gelsin!.. - Baş üstüne efendim. Hizmetkar kadın hızla çıktı salondan. Birkaç dakika sonra korkarak döndü: - Aç değilmiş beyefendi, uyumak istiyormuş. Kerim Bey cevap vermedi. Yüzü birden bulutlanmıştı. Sakin olmaya gayret gösterdiği belliydi. Kendisini kurallarının içine hapsetmişti sanki. "Biz yiyelim o zaman" diyerek renk vermemeye çalıştı... Yemek esnasında hiç konuşmadılar. Kahvelerini içerken masadan kalkmışlar, fiskos koltuklarına geçmişlerdi. Garip bir sessizlik vardı evde. Hava kararmıştı. Karanlık içerisinden bahçedeki büyük ağaçların rüzgarda sallanan dalları büyük gölgeler halinde dökülüyordu odanın içine. Birden bir aydınlık kapladı salonu. Kerim Bey başını uzattı bahçeye doğru. Sarı renkli bir ticari taksi durmuştu kapının önünde. Gözlerini kıstı adam. Gelenin kim olduğunu görmek için dikkatle baktı ama karanlıkta sadece bir silûet görünüyordu. Az sonra kapının çalındığını duydular. Asuman Hanım telaşla kaldırdı başını okuduğu kitaptan, merakla ağabeyine baktı: - Misafir geldi herhalde... Kim olabilir ki?.. Beklemeye başladılar. Az sonra salon kapısı açıldı ve Saniye göründü: - Beyefendi bir misafiriniz var... Kerim Bey ayağa kalkmıştı. Kravatını düzeltti ve cevap verdi: - Kim Saniye? Salon kapısında uzun boylu bir adam belirdi ve dudaklarında acı bir tebessümle cevap verdi: - Benim abi... Beklemiyordun değil mi?.. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.