Bir prenses gibi yetişiyordu Nalân

A -
A +

İpek Kozdağlı artık eskisinden çok farklıydı. Yüzü her daim gülüyor, keyifli hali, neşesi had safhada, etrafına durmadan pozitif enerji saçıyordu. Bütün zamanını Nalân'a ayırıyordu. Bir dadı tutulmuştu. Küçük bebek artık etrafındaki yüzlere alışmış, İpek Hanımı gördüğü zaman gülücükler saçıyordu. İpek Hanım ise sevincinden deliye dönüyordu onun bu halini görünce. Ferit Bey çok sevdiği karısının mutluluğunu gördükçe keyifleniyor, onu sevgi dolu tebessümlerle izliyordu. İpek Hanım küçük bebeğinin her şeyiyle bire bir ilgiliydi. Bebeğin bakımı tamamen dadısına aitti ama İpek Hanım kontrolü asla bırakmıyordu. Nüfus işlemleri tamamlanmıştı. Ferit Bey minik yavrularının nüfus kâğıdını sallayarak eve geldiği zaman genç kadının hali görülecek bir manzaraydı. Dakikalarca nüfus kâğıdını incelemiş, gözlerinden yağmur gibi sevinç yaşları akmıştı. Bebeğinin sağlık kontrolleri yapılmış, özel bir doktor tutulmuştu. Haftalık periyotlarla doktor geliyor ve minik bebeği muayene ediyordu. Üzerine titriyordu kızının. Nalân ise günbegün serpiliyor, hızla büyüyordu. İpek Hanımın en büyük zevklerinden biri de kızının mamasını hazırlamaktı. Mutfağa giriyor, büyük bir özenle hazırlıyordu mamalarını. Zaman zaman dadısının elinden alıp kendisi doyuruyordu. Bir de sütanne tutmuşlardı. Doktorun söylediği anne sütünün inanılmaz besleyiciliği karşısında bu problemi bu şekilde halletmeyi uygun görmüşlerdi. Bir prenses gibi yetişiyordu Nalân. O gün kahvaltıya kocasından daha geç inmişti. Ferit Bey gülümsedi karısını görünce, şakacıktan sitemkâr bir şekilde konuştu: - Ben demiştim pabucumuzun dama atılacağını, gördün mü, kahvaltılarımı bile yalnız yapmaya başladım artık. İpek Hanım telaşlandı: - Aşk olsun Ferit, iki dakika Nalân'a baktım. O da uyanmış, biraz oyalandım yanında. Geldim işte. Seni ihmal eder miyim hiç? - Şaka yapıyorum hayatım, biliyorum. Ne yapıyor o cimcime? İpek Hanım abartılı bir heyecanla anlatmaya başladı: - Bir görsen Ferit, gülücükler, çığlıklar, çok sevimli inanamazsın... İçim titriyor onun bu hallerini görünce. Bu sabah pek keyifli kerata. Onu bu gün biraz dışarı çıkartacağım. Dolaşacağım kızımla. Hava alsın. Ferit Bey başını salladı: - İyi edersin, ben de gelirim seninle, ikimiz gezdiririz. Ellerini çırptı sevinçle İpek Hanım: - Yaşasın, sahildeki parka götürelim. Deniz havası alsın kızımız... Ah Ferit onu o kadar çok seviyorum ki... Ferit Bey şefkatle gülümsedi karısına. Onu mutlu görmek inanılmaz güzel bir duyguydu... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.