Hastanenin koridorunda bekleyen Haydar Bey ve Dürüye heyecanlıydı. Haydar Bey eve gelir gelmez Şevval'in odasına koşmuş, hâlâ kendine gelememiş olan genç kadını kucaklayarak arabasına taşımıştı. İstanbul'un Anadolu Yakasındaki büyük özel hastanelerden birine gelmişler ve Şevval hemen acil kısımda tedaviye alınmıştı. Dürüye durmadan kafasını iki yana sallıyor, üzüntüsünü bu şekilde belli ediyordu. Haydar Bey saatine baktı: - Bir saat oluyor neredeyse... İnşallah tehlikeli bir şey yoktur. Bir hadise olmadı değil mi Dürüye? Hani Tamer falan bir şey yapmadı kıza değil mi? Başını yukarı kaldırdı emektar hizmetçi: - Yok Beyim, Tamer Bey zaten yok, gece gelmedi... Acı bir şekilde yüzünü buruşturdu yaşlı adam. Dürüye devam etti: - Perihan Hanım da uyanmamıştı zaten. Ben uyandırdım. Haydar Bey merakla sordu: - Ne yaptı? Yutkundu Dürüye, olanları anlatmak ağırına gidiyordu. Bir de hanımını şikâyet etmiş gibi olacaktı. İdare etmeye çalıştı: - Doktor çağır falan dedi. Ben de size haber verdim. Tam bu sırada Şevval'in muayene edildiği odadan doktor çıktı. Gülümseyerek ilerledi Haydar Beye doğru: - Geçmiş olsun Beyefendi. Haydar Beyi gayet iyi tanıyordu hastane personeli. Gerek yapım aşamasında, gerek daha sonra hastaneye maddi olarak çok katkıları olmuştu yaşlı adamın. - Teşekkür ederim doktor Bey, nesi var Şevval'in? Doktor iki elini yan açtı: - Sanıyorum strese bağlı bir kriz. Bir sakinleştirici iğne yaptık. Ayrıca son derece kansız. Bu hem kendisine hem de bebeğe zarar verir. Dikkatle kontrol edilmesi gerekir. Haydar Bey ve Dürüye birbirlerine baktılar. Dürüye boğazından fırlayacak iniltiye engel olmak için eliyle ağzını kapatmıştı. Yaşlı adam gözlerini kıstı: - Hamile mi Şevval? Doktor şaşırmıştı bu sefer: - Bilmiyor muydunuz? Şevval Hanım iki aylık hamile. Bir bebek bekliyor. Haydar Beyin yüzünde bir aydınlanma oldu: - İki ay ha... Demeyin doktor Bey, demek bir torunum olacak ha? Dürüye ise Haydar Bey kadar sevinmemişti bu habere. Çünkü Perihan Hanımın ve Tamer'in bu habere gösterecekleri tepkiyi tahmin edebiliyor, Şevval'e daha çok acıyordu... > DEVAMI YARIN