Pelin muhtarın uzattığı emri dikkatlice okuduktan sonra katlayıp cebine koydu. Omuzlarını kaldırdı gülümseyerek: - Evet, buyurun sınıfa o zaman. Şimdi bir kıyamet kopacak ama hazırlıklı olun. Ellerini birbirine vurarak kürsüye doğru yürüdü: - Evet çocuklar, kitapları kaldırıyorsunuz... Komutan abi gelmiş, şimdi bizi hastalıklara karşı koruyacak bir şey yapacak hepimize. Ne olacağız? Soruyu sordu ve hemen ardından kendisi cevapladı: - Aşı olacağız! Bir uğultu koptu. Korkudan gözleri büyüyen çocukların yanı sıra bu habere sevinmiş gibi görünenler de vardı. Hele erkekler yiğitlik taslayarak korkmamış gibi görünüyorlar, kollarını sıvamışlar, kurşun kalemleriyle birbirlerine aşı yapmaya kalkıyorlardı. Pelin sesini yükseltti: - Ama bu şekilde gürültüyle hiçbir iş olmaz... Bunu öğrenmiştik değil mi? Şimdi bu sıranın başından kuyruğa girilecek. Kollarınızı sıvayın bakalım. Bakın komutan abiniz doktor. Size o yapacak aşınızı. Hem bu aşıdan sonra yarın ders yok! Evinizde dinleneceksiniz, geri kaldığınız dersleri çalışacaksınız. Anlaştık mı? Hep bir ağızdan bağırdılar: - Eveeet! Murat gülümseyerek izliyordu bu manzarayı. Pelin'in yanına yaklaştı: - Ne kadar keyif alıyorsunuz işinizi yaparken, müthiş bir şey bu! Pelin utanmıştı. Gülümsedi: - Onları çok seviyorum... Bu sırada sıhhiye erleri gereken hazırlıkları yapmışlardı. Murat eldivenlerini giyip şırıngayı aldı. Çocuklar o zaman işin ciddiyetini anladılar. Yaprak gibi titriyordu hepsi. Aşısını olan ise yüzünde mutlu bir ifade ile bekleyenlere dönüyor: - Hiç acımadı ki... diyerek sırasını savmış olmanın verdiği keyifle yerine gidiyordu... Kırk kişinin aşısı bir saate yakın sürdü. Aşı işi bittikten sonra Murat Pelin'e döndü: - Arapdere'den ve diğer köylerden gelen çocukları biz götürelim. Pelin başını salladı: - Ben de bunu rica edecektim sizden. Çok iyi olur. Durakladı: - Bir de... Bir ricam daha var... Murat merakla baktı genç kızın yüzüne. Pelin devam etti: - Yanında kaldığım hanım, çok öksürüyor, bir ara bakabilir misiniz acaba diyecektim?.. > DEVAMI YARIN