"Birisine mi benzettiniz?"

A -
A +

Faruk arabasını park ettikten sonra kalabalık cadde boyunca yürümeye başladı. Bugün kızı Gaye'nin doğum günüydü. Betül akşam yemeğine Haşmet Beyleri ve kendi anne, babasını davet etmişti. Aile arasında bir yemek yiyecekler ve ailenin en küçük ferdinin doğum gününü kutlayacaklardı. Faruk kızına onun hoşlanacağı bir hediye almak için Nişantaşı'na gelmiş, vitrinlere bakarak ilerliyordu. Amerikalılarla anlaşmayı imzalamış, şirketin hacmini daha da büyütmüştü. Hayatında her şey mükemmel gidiyordu. İşi iyiydi. Ailesiyle mutluydu. Karısını ve kızını çok seviyor, onların üzerine titriyordu. Köşedeki çiçek satan kadından bir demet çiçek aldı karısı için. Ağır adımlarla yürümeye devam etti. Bir konfeksiyon mağazasının önünde durdu. Birbirinden şık çocuk giysileri vardı vitrinde. Dikkatle inceledi hepsini. O sırada omzuna dokunan bir el hissederek hemen geri döndü. Karşısındaki kadın şaşkın ve çekingen bir şekilde yüzüne bakıyordu. Genç adam şaşkın bir şekilde sordu: - Buyurun efendim, birisine mi benzettiniz? - Faruk Bey? Faruk merakla gözlerini kıstı. Daha dikkatle baktı kadının yüzüne. Sima hiç yabancı değildi. - Pardon çıkartamadım... - Ben Aysel... Sizinle tanışmıştık. Hatırlar mısınız, Nihal'in arkadaşıydım... Faruk heyecanlanmıştı, hemen atıldı: - Oh, tabii Aysel Hanım. Şimdi hatırladım. Nasılsınız? Aysel gülümseyerek konuştu: - Ben de bayağı tereddüt ettim siz misiniz diye... Çok fazla değişmemişsiniz. - Yok canım, biraz kilo aldım, saçlarım da beyazlaşıyor artık. - Bu kadar değişiklik olur canım... Nasılsınız Faruk Bey? Faruk tebessüm etti. İlk gördüğü andan itibaren bu kadından hoşlanmıştı. Onun samimi halleri ve sağlam kişiliği ilk konuşmasından itibaren belli oluyordu. - Nasıl olalım Aysel Hanım, hayat geçip gidiyor işte. - Gazetelerden evlendiğinizi okumuştum. Sanıyorum bir de kızınız olmuş, Allah bağışlasın... - Evet, Allah uzun ömür versin çok tatlı bir kızım var. Ya siz, sizin hayatınızda neler oldu? Aysel yutkundu. Bakışları bulutlanmıştı: - Ben de evlendim. Benim de bir kızım var. İş güç işte... Faruk yutkundu. Kısık bir sesle, sanki başkalarının duymasından korkuyormuş gibi usulca sordu: - Ya Nihal? Ondan bir haber var mı? Aysel başını iki yana salladı: - Hiçbir haber yok Faruk Bey. Bunca senedir bir şekilde bana ulaşır diye bekledim ama nafile. O günden sonra ne bir haber aldım, ne de bir iz bulabildim onun hakkında. Sır oldu... Faruk içini çekti: - Son günlerde o kadar aklımı kurcalıyor ki... Merak ediyorum, ne de olsa... Durakladı. Sözlerine devam etmedi. Bakışları dalgınlaşmıştı. Aysel acıyarak baktı karşısındaki adama... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.