Faruk Ünal dikkatle baktı genç adamın yüzüne. Gözleri dolu dolu olmuştu: - Çok sevindim kızım, senin adına gerçekten çok sevindim. Buyurun oğlum, siz de bizim evladımız sayılırsınız, hiç çekinmeyin. Arkasına dönüp açık duran salon kapısından seslendi: - Leyla sana bir sürprizim var. Bak kimler geldi... Biraz sonra dördü birlikte salondaki oturma grubunun bulunduğu kısımda çaylarını yudumluyorlardı. Harun minnetle baktı yaşlı çifte: - Sizlere çok teşekkür ederim. Kardeşimi gerçekten gurur duyulacak bir insan olarak yetiştirmişsiniz. Leyla Hanım boynunu büktü: - Biz Azize'yi kendi evladımız bildik Harun Bey... Azize hayretle baktı annesine. Kendisine hep "Serap" diye hitap eden Leyla Hanım ilk defa "Azize" demişti. Leyla Hanım anladı kızının şaşkınlığını: - Azize Serap. Ben ona hep Serap dedim. Kim bilir belki de bilinçaltı olarak geçmişinden kopsun istedim. Analık duyguları böyle oluyor oğlum, kıskanıyor, evladını paylaşmak istemiyor. Ama şimdi artık bunları aştım. Biliyorum ki bir tanecik kızım asla beni unutmaz, bir kenara bırakmaz. Ben hep onun annesiyim. İkinci bir anne olarak hayatında hep varım. Azize heyecanla fırladı oturduğu yerden, yaşlı kadının kollarına atıldı: - Anneciğim, nasıl düşünürsün böyle bir şeyi? Ben sizden vazgeçebilir miyim hiç? Siz beni büyüttünüz, beni insan olarak yetiştirdiniz. Sizi nasıl göz ardı edebilirim ben? Leyla Hanım onun başını okşadı: - Biliyorum kızım, bunu artık çok iyi biliyorum. Hiç meraklanma. Harun'a döndü yaşlı kadın: - Annenize söylediniz mi? Harun başını iki yana salladı: - Hayır efendim, henüz haberi yok. Böyle bir haberin onu heyecanlandırmasından, hasta etmesinden korkuyorum. Ama bir şekilde söyleyeceğim tabii ki. Faruk bey ciddi bir ses tonuyla lafa karıştı: - Peki ya Alper? O ne olacak? Harun derin bir nefes aldı. Birkaç saniyelik bir suskunluktan sonra konuşmaya başladı: - O da bilecek gerçeği. Ama cezasını da çekecek. Onu bu tür yasa dışı işlerin içine girdiği için suçlamaktan ziyade nasıl sosyal hayata döndürebiliriz, onu düşünmemiz lazım. Azize onun hakkında mesleği icabı gereken neyse yapacak. Benim yaptığım gibi. Ben yakaladım ve adalete teslim ettim, şimdi adalet de gerekeni yapacak. Anneme de bir şekilde söyleyeceğim. Tepkisi ne olursa olsun bilmesi gerek diye düşünüyorum artık. Azize sevgiyle baktı ağabeyine: - Bence en doğru karar bu ağabey. Anneme söylemeliyiz mutlaka... > DEVAMI YARIN