"Böyle giderse hapse atarlar!"

A -
A +

Yalçın elindeki dosyaları bitirdikten sonra hızla odasından çıktı. Sekreterine doğru yöneldi: - Bunlar tamam, ihtiyara verirsin. Ben çıkıyorum... Sekreter kız gözlerini açtı: - Ama bugün iki randevunuz var. - Bırak şimdi randevuyu falan, iptal ediver, halletmem gereken bir işim var... Sekreterin ne cevap verdiğini dinlemeden ofisten çıktı. Açık hava yüzüne çarpınca biraz kendine gelmişti. Bankaya biriken borçları için mutlaka bir şeyler yapmak zorundaydı. Böyle giderse bir iki aya kalmaz icralık olurdu. Böyle bir durumda da Halit Bey asla şirketinde çalışmasına izin vermezdi. Adam için dürüstlük ve şeref en büyük kavramdı. Borç yüzünden icralık olmuş bir eleman çalıştırmak gibi bir tercihi asla olmazdı. İşin ciddiyetini kavrayabiliyordu Yalçın. Ama iki eli, iki kolu bağlıydı. "Böyle giderse hapsi bile boylarım ben..." diye mırıldandı kendi kendine. Bankadan içeri girdiği zaman müdür beyle görüşmek istediğini söyleyerek bir üst kata çıktı. Banka müdürünü çok iyi tanıyordu. Odasından başını uzattı: - Fikret bey? Nasılsınız? Müsait misiniz? Banka müdürü kısa boylu tıknaz bir adamdı. Hemen ayağa kalktı: - Ooo, Yalçın Bey, hoş geldiniz, ne demek efendim, buyursunlar... Yalçın memnun bir şekilde odaya girdi ve adamın gösterdiği koltuğa oturdu. - Hangi rüzgâr attı sizi buralara? Halit Bey nasıllar? - İyiler efendim. Benim bir sorum olacak size... Müdür Bey memnun bir şekilde tebessüm ederek öne doğru eğildi: - Buyurun, emirlerinizi bekliyorum. Yalçın "estağfirullah" diyerek derin bir soluk aldı ve konuşmaya başladı: - Müdür Bey, ben kredi kartlarımın borçlarını kapatmak istiyorum. Bana ne tavsiye edersiniz? Müdür hayal kırıklığına uğramış gibi yüzünü buruşturarak geriye çekildi ve arkasına dayandı: - Ne diyeyim yani, ödersiniz olur biter. Yalçın alaycı bir şekilde gülümsedi: - Ben de biliyorum onu miktar çok yüksek. Bir kolay yolu yok mu bunun? Taksitlendirme gibi veya tüketici kredisi gibi... Bir çıkış yolu! Bu gidişle birkaç ay sonra meblağ daha da yükselecek. Artı sadece sizin bankanızın değil, başka bankaların da kartları var... Müdür başını iki yana salladı: - Başka bankalara da kart borcunuz varsa kredi alabilmeniz biraz zorlaşır. Diğerine gelince kart borçlarında taksitlendirme yapmıyoruz... Yalçın yutkundu: - Ama ben bunu ödeyemeyecek durumdayım artık. Asgari limiti dahi ödeyemiyorum. Müdür iki elini yana açarak dudak büktü: - Yapabileceğim bir şey olsaydı keşke... Ama yok!.. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.