Başını yan tarafa doğru çevirdi Meral... Eve geldiğinden beri kimseyi görmemişti. Dışarıdan gelen seslerden kayınvalidesinin geldiğini anladı. Gözlerini kapattı aceleyle, uyur numarası yaptı. Gerçekten de çok geçmeden kapısı açıldı, bir süre sessizlik oldu, sonra tekrar kapandı. Meliha hanım kendisiyle birlikte başını içeri uzatan kocasına döndü: - Uyuyor galiba... gözleri kapalıydı... - Sanırım... İğne yaptılar hastahanede. Namık haber verdi bana. Çocuk çok korkmuş.. Meliha hanım her zamanki soğuk tavrıyla odasına doğru yürüdü. Erdal bey de peşinden gitti. - Tarık yine o kadınla berabermiş Didim'de... Meliha hanım bir kaşını kaldırdı. Dudaklarını büzerek baktı kocasına: - Nereden biliyorsun? Kim söyledi? - Namık söyledi. Sanırım Meral'e de bahsetmiş... Başını salladı kadın: - Şimdi anlaşıldı aygınlığın baygınlığın sebebi.. Kıskançlık ha.... Erdal bey elindeki piposunun küllerini balkon kapısının önünde duran Fransız stili sehpanın üzerindeki kristal kül tablasına boşalttıktan sonra boş pipoyu dudaklarının arasına yerleştirdi. - Bebek bekliyor kız... İki buçuk aylık hamile... Yüzü bir anda bulutlandı Meliha hanımın, sonra omuzlarını silkeledi: - Bu onların problemi... Doğacak çocuk ikisinin çocuğu... Bakabileceklerse doğar... İkisi karar verir. Beni de seni de ilgilendirmez. Erdal bey tebessüm etti: - Bir torun da fena olmaz hani! Yüzünü buruşturarak baktı kadın kocasına, sonra dişlerinin arasından mırıldandı: - Bu saatten sonra çocuk kahrı çekemem Erdal... Uzak dursun benden... Erdal bey pencerenin önüne doğru ilerledi. Ellerini arkasında kavuşturarak dışarıya bakmaya başladı. Güneş neredeyse batmak üzereydi. Alsancak-Kordon'daydı evleri. İzmir Körfezi'ni tam karşıdan görüyorlardı. Bir süre denizi seyrettikten sonra biraz düşünceli bir şekilde döndü: - Tarık'ın bu tür arkadaşlıklarından hoşlanmıyorum. Bu adam evli olduğunu unutuyor. Meliha hanım ona baktı: - Eve getirmediği müddetçe, dışarıda arkadaşlık edebileceğini sen söylemiştin Erdal. Adam ses çıkarmadı. Bu ailenin, hiçbir değere asla saygı duymadığını biliyor ve rahatsız oluyordu. *** Tarık koşar adımlarla çıktı merdivenleri. Öfkeli olduğu belliydi. Arabasını bile orta yere park etmiş, kapısını öyle sert kapatmıştı ki sanki bir şeyler kırılmış gibi ses çıkmıştı. Sokak kapısını yumrukladı. Pervin küçük ama hızlı adımlarla koştu açmaya. Evin büyük oğlunun geldiğini görünce de hemen kenara çekildi. - Nerede? Nerede o? Pervin şaşkın ve korku içinde kekeledi: - Kim Tarık bey? Kimi sordunuz? - Meral!.. Ne oldu? Pervin ürkek tavırlarla cevap verdi: - Gelin hanım aniden rahatsızlandı efendim, şimdi odasında... Anneniz babanız da evdeler. > DEVAMI YARIN