Bu dünya farklı bir dünyaydı!..

A -
A +

Salondan sonra yukarıya çıktılar. Merdivenden çıkar çıkmaz sıra ile üç oda vardı. Üçü de oldukça genişti ve hepsi bahçeye bakıyordu. Tamer ikinci odanın kapısını açtı: - Burası benim odam. Şevval hayranlıkla bakındı çevresine. Bir yatak, bahçeye bakan balkon kapısının önünde karşılıklı konmuş iki koltuk ve ortada yuvarlak bir sehpa duruyordu. Yatağın tam karşısındaki duvara dayalı bir çalışma masası ve yanındaki kapının açıldığı bir banyo ve tuvalet vardı. Girişin hemen yanındaki duvar ise gömme dolapla kaplıydı. Çalışma masasının üzerinde küçük bir televizyon, yan tarafında ise bir bilgisayar görünümde müzik seti duruyordu. Her şey ağaç desenliydi. Duvarlar da değişik motiflerle süslü duvar kâğıdıyla kaplıydı. Tamer kapının yanından seslendi: - Haydi gel diğer odaları göstereyim. Koridora çıktılar. En dipteki oda Haydar Bey ve Perihan Hanıma aitti. Burada hakim olan renk gül kurusuydu. Çok ince bir zevkle döşenmişti ve Tamer'in odasından daha büyüktü. Merdivenden çıkar çıkmaz gelen ilk oda ise misafir odasıydı. Burada da açık yeşil ve kahverengi tonları vardı. Şevval hayranlıkla mırıldandı: - Gerçekten âdeta bir saray gibiymiş eviniz... Omuzlarını kaldırdı Tamer: - Fena değildir. Benim karnım çok aç, haydi Dürüye bize bir şeyler hazırlasın da yiyelim. Koşar adımlarla indi merdivenlerden. Şevval kendini bir anda çok yabancı hissetti. Bu duygunun verdiği tedirginlik sıkıcıydı. Bunaldığını hissetti. Bu dünya farklı bir dünyaydı ve Şevval oraya ait olmadığını farkına varmıştı bir anda. Tamer'e ihtiyacı vardı. Koşar adımlarla onun peşinden aşağıya indi. Salonda karşılıklı oturdular. Dürüye az sonra çay ve özenle yapılmış iki sandviç getirdi. Şevval bir lokma aldı sandviçten. Buradaki yiyeceklerin tatları bile yabancıydı kendisine. Karınlarını doyurduktan sonra Tamer bir duş aldı, üzerindeki giysileri değiştirdi. Hayatında önemli bir dönem olan askerliğin bitmesiyle rahata kavuşmuştu. Tıraş olduktan sonra karısının yanına geldi: - Rahatladım, ferahladım doğrusu... Birazdan Perihan Sultan gelir. Bakalım ne yapacak seni görünce... Annem farklı bir kadındır. Onu en iyi ben anlarım. Babamdan bile iyi anlarım! Gerçekten de yarım saate kalmadan bir motor sesi duyuldu. Perihan Hanım gelmişti. Dürüye dudaklarını ısırarak koştu, kapıyı açtı. Bir kadına göre oldukça kalın sesliydi Perihan Hanım: - Çok sıcak Dürüye! Bildiğin gibi değil... - Hoş geldiniz hanımın, size bir sürprizim var. Perihan Hanım soru dolu bakışlarla süzdü Dürüye'yi Tam o sırada salon kapısında Tamer'i gördü, haykırarak atıldı oğlunun kollarına. Hasretle kucaklaştılar. Fakat o anda oğlunun omzunun üzerinden bir iki adım geride duran Şevval'i gördü ve şaşkınlıkla irkildi!.. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.