Genç kız arkasına yaslandı ve Ahmet'e baktı: - Gerçekten sizin orada bulunmanız büyük şans. Sanırım sizden başka gören olmamış babamın düştüğünü... - Evet, işçiler öğle tatilindeydiler. Hepsi yemek yiyordu. O anda sahada kimse yoktu. Ben de hava almak için çıkmıştım dışarıya. Hülya tekrar gaza bastı. Araba yaylanarak fırladı: - Sizi pazartesi günü mutlaka bekliyoruz. Evimiz çok kolay. Tarabya'da, sahilde. Halit Kaya'nın köşkü dediğiniz zaman herkes gösterebilir. Ahmet kibar bir tavırla başını salladı: - Geleceğim. Şeref duyarım. Hülya gülümsemekle yetindi. Bu kibar, dürüst Anadolu gencinden hoşlanmıştı. Araba Gültepe'ye geldiği zaman Ahmet yolu tarif etti. Biraz sonra evinin bulunduğu dar sokağa girmişti araba. Gecekondusunun önünde durdular. Hülya tekrar gülümsedi: - Sizinle tanıştığım için memnun oldum Ahmet Bey. Genç adam çekinerek sordu: - Telefon numarasını alabilir miyim? Babanızın durumunu sorabilmek için... - Tabii, vereyim, diyerek numarayı söyledi ve vedalaştılar. Hülya motoru çalıştırıp gaza bastı. Ahmet o kaybolana kadar baktı arkasından. *** Pazartesi günü sabahtan heyecanlıydı Ahmet. Türkiye'nin en ünlü iş adamlarından birinin hayatını kurtarması çevresinde büyük ilgi uyandırmış, müteahhit Kemal Bey Ahmet'e tekrar tekrar anlattırmıştı olayı. Kendisiyle konuşmak için gelen gazetecilere de Kemal Bey cevap vermişti. Ahmet istemişti böyle olmasını. Göz önünde bulunmaktan hoşlanmıyordu. O günden sonra bir kere aramıştı telefonla Kayaların evini. Halit Beyin durumunu sormuş, bilgi almıştı. Saadet Hanımla konuşmuştu. Kemal bey ise büyük bir çiçek yaptırarak ziyaretine gitmişti Halit Beyin. Bu esnada bol bol Ahmet'ten bahsedilmiş, Kemal Bey onun ne kadar dürüst, çalışkan ve iyi bir çocuk olduğunu ballandıra ballandıra anlatmıştı. Ahmet pazar gününden hazırlamıştı kıyafetini. En yeni pantolonunu ve ceketini bir gün önceden temizleyiciye vermiş, ardından gömleğini kendisi yıkayıp ütületmişti. Muharrem Çavuşun getirdiği lacivert kravatıyla kıyafeti tamamlanmıştı. Cebinde maaşından kalan birkaç kuruşuyla da bir çiçek yaptırmayı düşünüyordu. "Bu hafta biraz daha dikkatli harcarsam bu masrafı telafi edebilirim" diye geçiriyordu içinden. Kemal Beyin de ısrarıyla her zamankinden erken çıktı şantiyeden. Evine gelip tıraş oldu, gelirken temizleyiciden elbisesini almıştı. Dikkatle giyindi. Yer yer kara lekeleri olan aynasına baktı. Her şey tamamdı artık. Dışarı çıktı. Caddedeki çiçekçiden çiçeğini yaptırdı. Tahmininden daha çok parası gitmişti. "Arada böyle şeyler oluyor, yapacak bir şey yok" diye geçirdi içinden. Levent Caddesine çıktı ve minibüs beklemeye başladı. İstinye, Tarabya minibüsleri bu yoldan geçiyordu. Çok geçmeden de yaklaşan birine bindi. Saat yedi buçuğa gelmek üzereydi. Pırıl pırıl takım elbisesinin içinde aslan gibi görünüyordu. > DEVAMI YARIN