Payidar hava karardıktan sonra eve gelmişti. Onu kapıda karşılayan Şefika Hanım biraz sitemli bir ses tonuyla söylendi kızına: - Payidar, nerede geziyorsun geç saatlere kadar bilmiyorum. Bu saate kadar iş görüşmesi olmaz kızım, vakitlice gelsen evine olmaz mı? Bak bu adamcağız sesini çıkartmıyor ama merak içinde... Genç kız sert bir sesle cevapladı annesini: - Anne ben keyfimden gezmiyorum herhalde, akşama kadar tabanlarıma kara sular iniyor, iş bulacağım diye girmediğim delik kalmadı. Şefika Hanım tülbendini düzeltip başını eğdi: - Kızım sana illa çalışacaksın diyen yok ki! Kız çocuğu bu kadar başına buyruk olmaz. Neredeydin? Payidar omuz silkti: - Akşama kadar dolaştım, biraz arkadaşa uğradım, evde oturup bunalım mı geçireyim istiyorsun? Yaşlı kadın içini çekti: - Evde oturmakla insan bunalım mı geçirir? Bu kadar kötü mü bizim evimiz? Haydi hemen elini yüzünü yıka da sofraya gel. Baban yemedi bir şey, seni bekledi... Payidar kendi kendine söylenerek odasına gitti. Şefika Hanım mutfaktan yemek tenceresini alıp sofraya getirdi. Şevket Bey televizyon izliyordu. Yan gözle karısına baktı: - Geldi mi kız? - Geldi Şevket Bey, geliyor sofraya, arkadaşına uğramış... Yaşlı adam başını eğdi: - Bu arkadaşlarının anası babası yok mu yahu? Bu sırada genç kız gelmişti. Hiçbir şey olmamış gibi gülümsedi: - Merhaba babacığım, nasılsın? - İyiyim kızım... İyiyim. Gelin oturalım sofraya, seninle konuşacaklarım var... Payidar tedirgin olmuştu. Meraklı gözlerini anne ve babasının arasında dolaştırdı. Şefika Hanım yemekleri koyup oturduktan sonra Şevket Bey uzanıp salatadan bir lokma aldı ve kızına döndü: - Bugün Yalçın ağabeyin geldi. Başı dertte. Kredi kartlarına borcu yüz milyara yaklaşmış. Sıkıntı içinde. Neredeyse icra gelecek. Evinde ne var ne yok haciz edilecek. İşini de kaybeder tabii ki böyle bir durumdan sonra. Annenle düşünüp taşındık. Bu evi satmaya karar verdik. Parasıyla onun borcunu kapatacağız. Ama sizin de hakkınız var bu evde. Artık onu Yalçın ağabeyinle halledeceksiniz. Biz ana baba olarak yapabileceğimiz yapalım... Payidar çatalını bırakmış merakla babasına bakıyordu. Dayanamadı: - Peki biz nerede kalacağız? Nerede yaşayacağız? Senin emekli maaşın kiraya çıkmamıza yetmez ki... Şevket Bey içini çekti: - Ağabeylerinin, ablanın yanında idare edeceğiz bir süre. Sonra durumunu toparlayıp krediyle falan küçük bir ev alacak bize ağabeyin. Yarın hem Yavuz'a, hem Yadigar'a telefon edip durumu anlatacağım. Elbette onlar da üzerlerine düşen görevi yapacaklar. Başka çaremiz mi var?.. > DEVAMI YARIN