"Bu kadar tatil yeter"

A -
A +

Haşmet Beyin odası gerçekten gören herkesi hayran bırakacak bir biçimde dekore edilmişti. Yerdeki en iyi kalite, tüylü, krem rengi halının üzerinde sütlü kahverengi renkli mobilyalar ve sütlü kahverengi desenli krem rengi perdelerle imrenilecek bir uyum içindeydi. Fazla eşya yoktu odada. Duvarda orijinal birkaç tablo, ayaklı bir abajur, birkaç saksı canlı çiçek, büyük bir masa ve önünde karşılıklı konulmuş iki deri koltuk ve ortada orijinal bir sehpa... Haşmet Bey oğluna koltuklardan birini işaret etti: - Otur bakalım... Bugün yönetim kuruluna seni empoze edeceğim. Sanıyorum artık bu şirketin içinde çalışmaya başlaman lazım. İşleri iyice öğrenip, pratiğini artırmak zorundasın. Hayat teori değil oğlum. Sen benden çok daha fazla teorik bilgiye sahipsin muhakkak. Bu işin ilmini yaptın ama iyice pişebilmek için pratikte de neler olup bittiğini bilmek zorundasın. Sanıyorum bunun için de hazırsın... Faruk gülümsedi: - Hazırım artık baba... Bu kadar tatil yeter. Ben de ne zamandır yerimin belli olmasını istiyordum. Haşmet Bey arkasına yaslandı: - Buna sevindim. Bu arada... Bir diğer konu... Dudaklarını ıslattı diliyle. Faruk dikkatle dinliyordu onun söylediklerini: - Bütün bu işlerin altından kalkabilmek, yani bir büyük şirketin sorumluluğunu alabilmek, iş adamı olabilmek insanın yaşantısıyla çok derinden ilişkili. Yaşantın ne kadar huzurlu, ne kadar düzgünse iş hayatında o kadar başarılı oluyorsun. Ben hiçbir zaman inkar etmedim başarımın arkasından annenin olduğunu. İyi bir eş, her şeyden önce akıllı bir kadın bir erkeği gelebileceği en üst noktaya taşır. Bu yüzden senin de bir yuva kurma zamanın geldi artık. Bugün Nafiz'le konuştum. Biliyorsun Betül Amerika'dan dönüyor. Sana "bu kızla illa evleneceksin" demiyorum. İçinin ısınması lazım muhakkak. Ama uygun bir insan, tanımanda fayda var diye düşünüyorum. Faruk başını salladı. Haşmet Bey derin bir nefes alıp devam etti: - Seninle yaşadıkların, yanlışların, doğruların hakkında uzun zamandır konuşmadık. Ama biliyorsun ki annen de ben de senin için en iyi olanı istiyoruz. Sen benim tek evladımsın, gözümün bebeğisin ve gururumsun. Bu sabah annen sevindirici bir haber verdi. Hepimiz genç olduk oğlum, hepimizin gönlü yanlışa da doğruya da kaydı, yaşanan yaşandı. Ama hayatının bütün süreçlerinde etkili olabilecek bir insan seçiminde akıllı davranmak zorundayız. Faruk babasının sözü nereye getirmek istediğini anlamıştı. Hemen atıldı: - O iş bitti baba! Rahat olabilirsin. Bugün bütün ilişkimi kestim... Haşmet Bey memnun bir ifade ile gülümsedi: - Buna sevindim oğlum. Mantığını kullanman, hele hele böyle duygusal bir meselede mantığınla hareket edebilmen önemli. Demek ki sağlam kararlar verebilecek bir insansın. Mantığın en zor işlediği yer duygulardır. Şimdi yönetim kurulu toplantısı için hazır mısın? Artık veliahtımı ilan etmenin zamanı geldi. Faruk ayağa kalkmıştı. Uzanıp babasının elini öptü ve kendinden emin bir şekilde: - Hazırım baba, yüzünü kara çıkartmayacağım senin... Haşmet Bey gururla baktı oğluna. Gözleri parlıyordu, onun omzunu okşayarak kapıya doğru yürüdü... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.