"Bu ko­nu­da ıs­rar et­me­yin!"

A -
A +

Dok­tor Tah­sin Bey sa­mi­mi bir şe­kil­de hoş gel­din de­di Se­vim'e: - Yen­ge, geç­miş ol­sun. Akif şi­kâ­yet­le­ri­niz ol­du­ğun­dan söz et­ti. Şim­di na­sıl­sı­nız? Se­vim omuz­la­rı­nı kal­dır­dı: - Şu an hiç­bir şe­yim yok. Ba­zen zıp­kın gi­bi bir ağ­rı gi­ri­yor ve sa­at­ler­ce sü­rü­yor. Öle­ce­ğim sa­nı­yo­rum. Ama dün ak­şam­dan be­ri hiç­bir şe­yim yok. Her­hal­de şid­det­li bir üşüt­me ge­çi­ri­yo­rum. Ge­çen gün ban­yo yap­tım ve saç­la­rı­mı ku­rut­ma­dan bir­kaç sa­at ıs­lak hav­luy­la do­laş­tım. Bu söz­ler­den son­ra yan göz­le Akif'e bak­tı suç­lu bir ço­cuk gi­bi. Akif ise kaş­la­rı­nı çat­mış­tı: - Be­nim ha­be­rim yok bun­dan? Şı­ma­rık bir ta­vır­la du­dak­la­rı­nı sal­la­dı Se­vim: - Kı­zar­sın di­ye söy­le­me­dim. - Gö­rü­yor mu­sun abi? Ben üze­ri­ne tit­re­dik­çe o ne­ler ya­pı­yor. Tah­sin eli­ni kal­dır­dı: - Dur ca­nım, he­le me­rak et­me, ba­kar an­la­rız şim­di. Se­vim'e dön­dü: - Yen­ge, mut­la­ka bir to­mog­ra­fi çek­me­miz la­zım. Bi­zim has­ta­ne­de yok za­ten bu ci­haz. Özel bir ku­ru­lu­şa gi­de­cek­si­niz. Ama has­ta­ne­nin kar­şı­sın­da­ki tıp mer­ke­zin­de var, ora­da­ki dok­tor­lar da ar­ka­da­şım. Bu çe­kil­dik­ten son­ra ne ol­du­ğu­nu an­la­rız. Se­vim yır­tı­cı bir kap­la­na dö­nü­şü­ver­miş­ti bir an­da. Tiz bir ses­le hay­kır­dı: - As­la, ben bu tür iş­le­rin be­be­ğe na­sıl za­rar ver­di­ği­ni bi­li­yo­rum. Şu­ra­da do­ğu­ma bir ay kal­dı. O za­ma­na ka­dar bir şey ol­maz. Şim­di be­be­ği­mi do­ğur­ma­dan be­ni hiç kim­se o alet­le­re so­ka­maz. Bu ko­nu­da ıs­rar et­me­yin. Ko­ca­sı­na dön­dü: - Se­nin­le bu ko­nu­yu ko­nuş­muş­tuk Akif! Akif alt­tan alı­yor­du: - Ama ha­ya­tım, se­nin sağ­lı­ğın her şey­den önem­li be­nim için... - Be­nim için be­be­ği­min sağ­lı­ğı önem­li Akif. Sa­na ina­na­mı­yo­rum. Dok­tor Tah­sin işin uza­ma­sın­dan çe­ki­ne­rek atıl­dı: - Pe­ki, o za­man biz ru­tin, yü­zey­sel mu­aye­ne­mi­zi ya­pa­rız. Be­bek do­ğar doğ­maz ge­re­ken ya­pı­lır. Ama şim­di­den söy­lü­yo­rum, bu ağ­rı­lar şid­det­le­nir ve sık­la­şır­sa o za­man to­mog­ra­fi ka­çı­nıl­maz olur, lüt­fen bu ko­nu­da an­la­yış­lı olun Se­vim Ha­nım. Se­vim ba­şı­nı sal­la­dı. Tah­sin dik­kat­le mu­aye­ne et­ti genç an­ne ada­yı­nı. Bir­kaç ilaç yaz­dı. Yan göz­le Akif'e bak­tı ve fı­sıl­da­dı: - Bu tat­min edi­ci bir mü­da­ha­le de­ğil Akif, sen de bi­li­yor­sun bu­nu!.. *** Bu ola­yın üze­rin­den on beş gün da­ha geç­miş­ti. Se­vim'in son kon­tro­lün­de dok­tor ar­tı ek­si on gün di­ye dü­şü­nür­sek be­bek için son haf­ta­ya gi­ril­di­ği­ni söy­le­miş­ti. Genç ka­dın da za­ten iyi­ce ağır­laş­tı­ğı­nı his­se­di­yor­du...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.