"Bu otellerin yeni sahibi sizsiniz"

A -
A +

Otel bahçesine peş peşe giren arabalar kapının önüne dizilmişti. En öndeki siyah arabadan inen uzun boylu, güneş gözlüklü , saçları hafif kırlaşmış adam seri hareketlerle otel kapısından girdi. Resepsiyonun önünde dizilmiş olan otel çalışanları içeri giren adama sırayla yaklaştılar: - Başınız sağ olsun Murat Bey... - Allah size ömür versin beyefendi - Allah rahmet eylesin efendim. Murat herkesin taziyesine içtenlikle teşekkür ederek ofisine doğru yürüdü. Feyyaz Bey vefat etmişti... Murat bir kez daha babasını kaybetmenin acısını yaşıyordu. On yedi sene önce İstanbul'dan Kuşadası'na döndükten sonra onu hayata yeniden döndüren, elinden tutan, ona babalık eden adamı kaybetmişti. Acısı çok büyüktü. Biraz önce onu kendi elleriyle toprağa vermişti. On yedi sene zarfında onun yanından bir an bile ayrılmamıştı. Otel çok büyümüş, Kuşadası'nın elle gösterilir merkezlerinden biri olmuştu. Her sene rezervasyonlar kış aylarının başından yapılır, bütün sezonu hiç yer olmamacasına dolu geçirirlerdi. Murat çok zengin olmuştu. Otelin bütün sorumluluğu üzerindeydi ve bu konuda iyice profesyonelleşmişti. Buraya gelişinden bir sene sonra Feyyaz Beyin ısrarlarıyla imtihanlara girmiş ve Turizm Otelcilik Yüksek Okulunu bitirmişti. Olgunlaşmıştı Murat. Hem karakter olarak hem de görünüm olarak değişmişti. Harika bir yöneticiydi. İlkeli, dürüst bir işletmecilik yapmış, otelin adını dünya çapında duyurmayı başarmıştı. Feyyaz Bey son günlerini çok rahat ve gözü arkada olmadan geçirmişti... Lüks ofisindeki koltuğuna oturdu Murat. Gözleri ağlamaktan şişmişti. Arkasından ofise giren Avukat Tufan'a masasının önündeki koltuğu işaret etti: - Oturun Tufan Bey... - Beyefendi, tekrar baş sağlığı diliyorum size. - Hepimizin Tufan, hepimizin başı sağ olsun. O iyi bir insandı. Tufan Bey de yaşlanmıştı. Saçları dökülmüş, alnında derin kırışıklar belirmişti. - Efendim resmi bazı işlemler var. Feyyaz Bey bazı direktifler vermişti. Bunları size ancak ölümünden sonra bildirmemi istemişti. Ölmeden bir ay önce işlemler tamamlandı. Bu oteli sizin üzerinize geçirdi efendim. Eğer bunu size haber vererek yapsaydı kabul etmeyeceğinizi düşünüyordu. O yüzden işlemler sizden habersiz yapıldı. Otellerin hepsi sizin beyefendi. Sahibi sizsiniz artık. Bu yüzden imza sirkülerleriniz ve bazı vergi işlemleriniz var. Bunları tamamlamamız gerekiyor. Murat şaşırmıştı! Duyduklarına inanamıyordu. Gözleri yeniden doldu. Avukat Tufan Bey çantasından bir zarf çıkarttı ve uzattı Murat'a: - Bu da size yazıldı efendim. Murat titreyen elleriyle açtı zarfı. Yarım sayfa dolusu bir mektuptu: "Oğlum Murat, Sen benim için en büyük şanssın. Seni kaybettiğim oğlumun yerine koydum ve çok sevdim. İkimiz de evlat hasretiyle yanıp tutuşarak birbirimize kenetlendik. Servetim artık senin. Onu en iyi şekilde idare edeceğinden eminim ve gözüm arkada olmadan ölüyorum. Güçlü ol yavrum. Kimsenin seni yenmesine izin verme. Babanın oğlu olduğunu göster... Beş kere düşün öyle karar ver. Hakkını helal et. İmza: Feyyaz Kurtoğlu" > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.