Handan telefonu kapattıktan sonra masasının üzerindeki dosyayı incelemeye başladı. Sabah saat dokuzdan beri hiç nefes almadan çalışmıştı. Yorulduğunu hissettiği an neredeyse mesai bitmek üzereydi. Dosyayı kapatıp arkasına yaslandı. Bir gün önceki piknik gerçekten iyi gelmişti. Sabah her zamankinden dinç kalkmış, kendisini son derece dingin hissetmişti. Böyle olunca da gün boyunca inanılmaz bir performans göstermişti. Yarım saat sonra mesai bitecekti. Yavaş yavaş hazırlanmaya başladı. İşlerinin tamamını bitirmişti bugün. Yarın öğleden sonra Vural Beyin de katılacağı bir toplantısı vardı. Onun hazırlıklarını tamamlamış, bütün raporları dosyalamıştı. Vakit dolduktan sonra çantasını alıp odasından çıktı. Siyah bir etek ve beyaz bir gömlek giymişti. Üzerinde de siyah örgü bir hırka vardı. Mesai arkadaşlarına iyi akşamlar dileyerek şirketin binasından çıktı. Durağa kadar beş dakikalık bir yürüyüş mesafesi vardı. Ağır adımlarla yürümeye başladı. Biraz yol almıştı ki tam yanında bir araba belirdi. Gayri ihtiyarı kenara çekilerek dönüp baktı. Faruk gülümsüyordu direksiyonda. Şaşırmıştı Handan: - Aaa, inanın korktum Faruk Bey... Faruk arabayı durdurup indi. - Özür dilerim Handan Hanım. Kusura bakmayın, nasılsınız? - Teşekkür ederim, hayrola, Turgay Beye mi geldiniz? Faruk dudaklarını ısırdı: - Hayır, ben bu sefer sizin için geldim. Handan şaşkınlıkla baktı genç adama. Gülümsedi: - Hayırdır? Bir şey mi oldu? - İsterseniz buyurun, arabaya binelim, daha rahat konuşuruz. Hem de sizi bırakırım. Handan başını eğdi ve arabanın kapısını açtı. Gerçekten meraklanmıştı. Faruk direksiyona geçti hızla, heyecanlıydı. Şakakları atıyordu farkında olmandan. Gözlerini yoldan ayırmadan konuşmaya başladı: - Sizinle karşılıklı ve ciddi bir şekilde konuşmak istiyorum Handan Hanım, cesaretimi bağışlayın ama beni dinleyeceğinizi umuyorum. Handan gözlerini kıstı: - Beni meraklandırdınız Faruk Bey, ne oldu? Ne hakkında konuşacağız. - Benim ve sizin hakkınızda. Eğer müsaitseniz bir yerde oturalım, daha rahat konuşuruz. Sahilde güzel bir kahvehane biliyorum. Handan kabul etti bu garip daveti. Fazla konuşmadılar kahvehaneye gelene kadar. Faruk arabayı park ettikten sonra birlikte girdiler içeriye. Dip masalardan birini seçti Faruk. Yanlarına gelen garsona da iki kahve ısmarladılar. Handan merakla bekliyordu... DEVAMI YARIN