"Bü­yük bir ­şok ya­şı­yor!"

A -
A +

Bun­dan son­ra olan­la­rı ha­tır­la­mı­yor­du Akif... Bir an­da et­ra­fı mes­lek­taş­la­rı, has­ta­ne per­so­ne­li ile dol­muş­tu. Her­kes üzün­tü­le­ri­ni söy­lü­yor baş sağ­lı­ğı di­li­yor­du. Bir kâ­bus­tu ya­şa­nan­lar. Ne­den son­ra ya­nı­na yak­la­şan Dok­tor Tan­sel'in se­siy­le ir­kil­di: - Bi­li­yo­rum çok bü­yük bir acı ama ken­di­ni to­par­la­ma­lı­sın. Bak bir oğ­lun var ar­tık. İr­kil­di Akif. Hiç ak­lı­na bi­le ge­tir­me­miş­ti onu. Kaş­la­rı ça­tıl­dı ve yü­zü ge­ril­di: - İs­te­mi­yo­rum... Hiç­bir şey is­te­mi­yo­rum. He­le onu hiç is­te­mi­yo­rum. Onun yü­zün­den ka­rı­mı kay­bet­tim. O se­bep ol­du. Gör­mek is­te­mi­yo­rum. Tan­sel Ha­nım şaş­kın bir şe­kil­de bak­tı kal­dı genç dok­to­run yü­zü­ne. Ke­ke­le­di: - Ne­ler söy­lü­yor­sun sen Akif? O se­nin ev­la­dın, yav­run! Akif ka­rar­lı bir şe­kil­de ba­ğır­dı. Se­si­nin to­nu son de­re­ce sert­ti: - Hiç­bir şe­yim de­ğil. Onu gör­mek is­te­mi­yo­rum. O be­nim ka­rı­mın ka­ti­li!.. Uzak­la­şıp git­ti Tan­sel Ha­nı­mın ya­nın­dan. O sı­ra­da dok­tor Tan­sel Ha­nı­mın ya­nı­na ge­len dok­tor Tah­sin, eliy­le sus işa­re­ti yap­tı genç ka­dı­na: - Şim­di­lik üze­ri­ne git­me Tan­sel. Bü­yük bir şok ya­şı­yor. Bun­lar nor­mal.. Tan­sel Ha­nım ise ba­şı­nı iki ya­na sal­la­dı: - Ben­ce hiç­bir şey nor­mal de­ğil. Bu ola­maz... Akif uyur­ge­zer gi­bi ge­çir­di o ge­ce­yi. Dok­tor Tah­sin ve eşi onu yal­nız bı­rak­ma­mış­lar­dı. Ev­de ay­rı­ca te­miz­li­ğe yar­dım eden Mü­şer­ref Ha­nım ve eşi Yah­ya da var­dı. Bu il­çe­ye gel­dik­le­rin­den be­ri on­la­rın yar­dım­cı­sıy­dı Mü­şer­ref Ha­nım. Yah­ya ise has­ta­ne­de has­ta­ba­kı­cı­lık ya­pı­yor­du. Akif ve ka­rı­sı bu­ra­ya ta­yin olun­ca on­la­ra ev iş­le­rin­de ta­şın­ma­la­rın­da yar­dım­cı ol­muş­lar, ar­dın­dan Mü­şer­ref, Se­vim Ha­nı­mın vaz­ge­çe­me­di­ği yar­dım­cı­sı ol­muş­tu. Şim­di de ses­siz ses­siz ağ­lı­yor­du bir yan­dan, bir yan­dan da baş sağ­lı­ğı için ge­len­le­re hiz­met edi­yor­du... Se­vim'in ce­na­ze­si er­te­si gün kal­ka­cak­tı. Akif ar­tık içi­ne ka­pan­mış­tı. Ta­zi­ye­ye ge­len­ler­den sı­kıl­mış­tı. Yah­ya Efen­di genç dok­to­run ya­nı­na yak­laş­tı: - Be­yim, rah­met­li­nin ve­fa­tıy­la il­gi­li di­nî ve­ci­be­le­ri­ni ben ye­ri­ne ge­ti­ri­rim. Akif ba­şı­nı iki ya­na sal­la­dı: - Ne ya­par­san yap Yah­ya Efen­di, ne ya­par­san yap, ba­na hiç­bir şey sor­ma!.. Akif ce­na­ze­yi İz­mir'e gö­tü­re­cek­ti. Bun­dan son­ra bu il­çe­de kal­ma­yı dü­şün­mü­yor­du. Has­ta­ne baş­he­ki­mi ken­di­si­ne bir ay­lık bir ra­por dü­zen­le­miş­ti. Ar­dın­dan he­men ta­yi­ni­ni is­te­ye­cek­ti genç dok­tor. Bu­ra­da ka­la­maz­dı ar­tık. Er­te­si gün ce­na­ze ara­ba­ya kon­duk­tan son­ra ken­di­siy­le bir­lik­te gel­mek is­te­yen ar­ka­daş­la­rı­na ka­rar­lı bir şe­kil­de ko­nuş­tu: - He­pi­ni­ze te­şek­kür ede­rim ama ar­tık yal­nız kal­mak is­ti­yo­rum. Mü­sa­ade eder­se­niz eşi­mi top­ra­ğa ve­rip evi­me gi­de­ce­ğim. Yar­dım­la­rı­nız için te­şek­kür­ler... Ar­ka­sı­nı dö­ne­rek yü­rü­dü. Ge­ri­de ka­lan­lar do­na­kal­mış­lar­dı ol­duk­la­rı yer­de!.. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.