Gerçekten de birkaç gün sonra Serpil daha iyiydi. İlk iki gün devamlı yatmıştı. Zafer'in bütün ısrarlarına rağmen sofraya gelmemiş, odasında yemek yemişti. Mümtaz Bey ve Hadiye Hanım da oğullarına fazla ısrar etmemesini, bu tepkilerin gayet doğal olduğunu söyleyerek teselli etmişlerdi. Evde herkes Serpil'in gözünün içine bakıyor, onun acısını paylaşmaya çalışıyordu. Gelen giden de çok olmuştu. Hadiye Hanımın komşuları ise her gün uğruyorlardı. O gün ilk defa Serpil odasından çıkmıştı. Zafer izinli olduğu için evdeydi. Karısını salon kapısında görünce hemen ayağa fırladı: - Hayatım, iyi misin? Gel canım. Ağır adımlarla yürüdü genç kadın salonun ortasına. Etrafına bakındı. Sanki uzun süren bir uykudan uyanmış gibiydi. Yavaşça fısıldadı: - Bugün doktora gidelim Zafer. Benim belimde sancılarım var. Zafer bir anda heyecana kapıldı: - Nasıl yani? Aman Allah'ım, Serpil hemen gidelim. Ayakta durma canım. Hadiye Hanım da duymuştu gelininin söylediklerini. Hemen lafa karıştı: - Heyecanlanma oğlum, normaldir bu sancılar. Bir şeyler yiyin önce sonra gidersiniz. Gelinine döndü: - Güzel kızım, ekmek kızartayım sana, bir bardak çayla ekmek, peynir falan yersin. Serpil donuk gözlerle baktı kayınvalidesine: - Hiçbir şey istemiyorum anne... - Olmaz kızım, aç açına olmaz. Sen yiyeceksin ki bebeğin beslenecek, hiçbir şey düşünmesen onu düşünmek zorundasın. Haydi bakayım... Zafer yerinde duramıyordu telaştan. Nefes alıp verişleri bile değişmişti: - İyi misin hayatım? Şu anda kendini nasıl hissediyorsun? Serpil dudak büktü: - Şimdi bir şeyim yok. Ama gece çok sancılandı belim. Sana söylemedim, uyandırmadım seni - Ah be güzelim neden uyandırmadın beni. Gel otur şuraya bakayım, arkana yastık koyayım. Serpil yavaşça kocasının gösterdiği yere oturdu. Günlerdir ilk defa gülümsedi: - Telaşlanma Zafer, merak edilecek bir şeyim yok, annemi duydun, bunlar normaldir... Hiçbir söz genç adamın telaşını gidermeye yetecek gibi gözükmüyordu. Karısına olan düşkünlüğü malumdu. Serpil kayınvalidesinin hazırladığı kahvaltıdan birkaç lokma aldı. Fazlası boğazından gitmemiş olacak ki yalvaran gözlerle baktı kocasına ve kayınvalidesine: - Doydum artık ne olur ısrar etmeyin, Zafer elini kaldırdı: - Tamam canım, hemen hazırlanalım öyleyse, hemen çıkalım... > DEVAMI YARIN