Üçü de ağlıyordu dakikalardır. Coşkun'un başı babasının dizlerinde, Yahya Bey ise usul usul onun başını okşuyor, Müşerref Hanım ise oturduğu köşede sessizce hıçkırıyordu. Neden sonra başını kaldırdı Coşkun. Kıpkırmızı gözlerle baktı babasına: - Sana kırgın değilim baba! Kendimi senin yerine koyabiliyorum. Haklısın... Ama hayata kırgınım, öz babam olacak o insana öfkeliyim. Şimdi anlıyorum bana olan davranışlarının ardında yatan sebepleri. Bunun hesabını vermeli!.. Ben annemin ölümüne sebep olmadım. Ben ne bilirim ki!.. Daha yeni doğmuş bir bebek! Kuşkuyla baktı anne ve babasının yüzüne: - Benim bir suçum olamaz değil mi? Müşerref Hanım boğuk bir sesle haykırdı: - Tövbe de oğlum, senin ne suçun olacak? O kadar minicik bir bebektin ki... Ne dünyadan haberin vardı ne başka şeyden... Melektin sen melek! Acı bir gülümseme belirdi Coşkun'un dudaklarında: - Ama öyle değilmiş anne... Babasına döndü: - Sen büyük bir adamsın baba! İyi ki o adamın gönderdiği paralara dokunmadın. Baba, gidelim bankaya ve o paranın hepsini çekelim. Götürüp kendisine iade edeceğim o parayı. Benim üzerimde hiçbir hakkının kalmasını istemiyorum. Müşerref Hanım yutkundu: - Onu da anlamak lazım be oğlum, çok sarsıldı, sanki dipsiz bir kuyuya düştü bir anda... Coşkun öfkeyle fırladı ayağa: - Bir bilim adamı anne, mantığının ön planda olması gereken ilk insan! Bunca senedir bu çarpık, sağlıksız düşünce içinde, öfke ve nefretiyle yoğrulmuş, hâlâ benden hesap sormayı düşünüyor, yok anne, hiçbir şey onu aklamaz benim gözümde. O yoluna, ben yoluma... İstemiyorum, böyle bir insana baba demek istemiyorum ben. Benim bir tek babam var, o da Yahya Babam... Başka tanımıyorum. Yahya Efendi de ayağa kalkmıştı, sırtını sıvazladı oğlunun: - Sağ ol oğlum, biliyor musun, hep bizi suçlaman korkusuyla yedim bitirdim kendimi. Coşkun sarıldı babasına: - Baba, seni neden suçlayayım? Sen âlicenaplık göstermişsin, hele o paraya dokunmamakla beni nasıl samimiyetle bağrına bastığın daha net anlaşılıyor. Ama çekelim o parayı baba! Hemen gidip bankadan alalım. Karı koca birbirlerine baktılar, sonra Yahya fısıldadı: - Haydi oğlum, sen nasıl istersen öyle yapalım. Ama bugün hafta sonu; ancak pazartesi... > DEVAMI YARIN